Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/15805 E. 2014/13410 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15805
KARAR NO : 2014/13410
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2014/46-2014/352

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı M.. İ.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı tarafın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada desteğin öldüğünü açıklayıp asıl davada fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi, davacı eş S.. A.. için 25.000,00 TL, H.A. için 15.000,00 TL, S.. Ö.. için 10.000,00 TL manevi tazminatın, birleştirilen davada davacı eş için 14.156,91 TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. İ.. vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı C.. İ.., davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre asıl davanın kısmen kabulü ile, davacı S.. A.. için 2.000 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, S.. Ö.. ve H..A..’ın maddi atzminat talebinin reddi ile 10.000,00’er Tl manevi tazminatın tahsiline, sigorta şirketi aleyhine açılan dava hakkında yargılama sırasındaki ödeme nedeni karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen 14.156,91 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. İ.. vekilince temyiz eidlmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı M.. İ.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar S.. Ö.. ve H.U. için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar yüksek olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın kısmen kabul kısmen red edildiğine göre red edilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. İ.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. İ.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı M.. İ..’e geri verilmesine 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.