Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/14711 E. 2016/11798 K. 22.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14711
KARAR NO : 2016/11798
KARAR TARİHİ : 22.12.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 04/09/2011 tarihinde davalı …’nın sevk ve idaresinde bulunan, maliki … olan … plakalı aracın … tipi sokağı … sokağa bağlayan yerde geri manevra yaparken müvekkili yanından geçmeye çalışırken müvekkilini görmesine rağmen durmayarak ya da yönünü değiştirmeyerek aracın sağ ön teker kısmı ile müvekkiline çarptığını, müvekkilinin basit bir tıbbı müdahale ile giderilemeyecek ve vücutta kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanmasına neden olduğunu, çarpma sonucu müvekkilinin sağ ayak tibia (kaval) ve fibula kemiğinin kırıldığını, kaza sonrası müvekkilinin acilen hastaneye kaldırılarak ameliyata alındığını, ameliyat sonrası 6 gün hastanede yattığını, ameliyat edilen ayağının 2 ay alçıda kaldığını, tedavisinin halen devam ettiğini ve halen yürüyemediğini, ayağında şekil bozukluğu oluştuğunu, kazadan dolayı kişisel ihtiyaçlarını göremediğini, bu durumdan dolayı psikolojisinin bozulduğunu, tedavi giderlerini ailesinin cebinden karşıladığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 6.115,55 TL olrak ıslah etmiştir.
Davalılar vekili, açılan davanın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin geri manevra yaparken davacının arkasından geçtiği düşüncesiyle hareket ettiğini, aracın arka kısmıyla davacıya kazaen vurduğunu, davacı tarafın iddia ettiği tibia ve fibula kırıklarının hayati tehlike oluşturmadığını, bu tip kırıkların 2 ay içerisinde iyileştiğini, davacının bakıcı gideri, bez gideri, ilaç giderleri olduğu iddiasına katılmadıklarını, kaza geçiren kişinin tüm giderlerinin Zorunlu Trafik Sigortası tarafından karşılandığını, müvekkilinin kazadan sonra davacıya her türlü maddi ve manevi yardımda bulunduğunu, müvekkillerinin davacı ile irtibatını kesmediğini, davacıların isteklerinin fazla olması sebebiyle davacıdan uzak durduklarını, davacının talep ettiği manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 6.115,55 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 04/09/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 04/09/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilşkindir.
Mahkemece, kazaya karışan araç sürücülerinin kusurunun belirlenmesi için rapor alınmış, hükme esas alınan, makina mühendisi … tarafından hazırlanan 23.12.2012 tarihli raporda sürücü …’nın manevraları düzenleyen kurallara aykırı hareket ettğinden %75 kusurlu, yaya …, aracı fark etmesine rağmen kenara çekilmediğinden ve yolun ortasında durduğundan %25 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Olay yeri kaza tespit tutnağında ise sürücü …’nın, manevraları düzenleyen kurallara aykırı hareket ettiğinden asli ve tam kusurlu olduğu beyan edilmiştir.
Davalı … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan … 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/675 esas, 2012/556 karar sayılı dosyasında yargılanmış ve yargılama sırasında alınan polis memuru … tarafından 30.03.2012 tarihli raporda sürücü …’nın, sokak içinde geri menavra yaparken etrafını iyice kontrol etmediğinden ve yayaya çarptığından %100 kusurlu olduğu değerlendirilmiş, ceza mahkemesince sözkonusu bu rapordaki kusur durumuna göre değerlendirme yapılarak verilen hüküm açıklanması geriye bırakılmış, karar kesinleşmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. (6098 sayılı YBK’nun 74.md) maddesine göre hukuk mahkemesi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranları ile bağlı değildir. Ancak ceza yargılaması sonucunda belirlenen maddi olgu hukuk mahkemesi için de bağlayıcıdır.Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan rapordaki kusur oranları ile kesinleşen ceza davasındaki kusur oranları arasında çelişki olduğu ve bu çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, … Üniversitesi ya da Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurumlardan seçilecek kusur konularında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak, çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.