Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/14707 E. 2016/7958 K. 20.09.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14707
KARAR NO : 2016/7958
KARAR TARİHİ : 20.09.2016

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili ile aynı adı ve soyadını taşıyan yeğeni adına düzenlenen trafik para cezası ile ilgili olarak davalı idare tarafından yapılan takip işlemleri sonucu müvekkilinin maaşına konulan haczi 2013 yılı Nisan ayında öğrendiklerini, hatalı işlemin düzeltilmesi için davalı idareye başvurduklarını,ancak idarenin 1,023 TL borcun ödenmesini istediğini,trafik cezasının kesildiği kişinin müvekkili olmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı İdare vekili, İdare Mahkemeleri görevli olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddini, dava konusu trafik para cezasının 29.7.2004 tarihinde düzenlenerek 21.8.2004 tarihinde tebliğ edilmediğini,borç ödenmediğinden 27.10.2005 tarihli ödeme emri düzenlendiğini ve 21.12.2005 tarihinde tebliğ edildiğini, 10.9.2011 ve 7.9.2012 tarihlerinde haciz uygulandığını şimdiye kadar yapılan işlemlere itiraz edilmediğini, 6.6.2012 tarihli bilgilendirime yazısı ile 1.023 TL borcun ödenmesinin istendiğini yapılan işlemlerin yasaya uygun olduğunu, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu ceza tutanağının davacıya ait olmadığı tespit edilse dahi sonuç olarak 6183 Sayılı Yasa gereğince yapılan işlemin de iptalinin gerekeceği, 6183 Sayılı Yasa gereğince açılan davalarda İdare Mahkemesinin görevli olduğu, İdare Mahkemesinde idari para cezasının iptaline yönelik talepte bulunulduğunda mahkemece bu konuda da değerlendirme yapılacağı ve bu talep hakkında da mahkemece karar verilmesi durumunda idari para cezasının da dayanağı kalmayacağından
dolayı bu konuda da karar verme yetkisinin İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra İdare Mahkemesinde bir ay içerisinde dava açılabileceğinin ihtarına karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427.maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’na çıkartılmıştır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup dava değeri 1.023 TL yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı İdare vekilinin temyiz isteminin REDDİNE 20.9.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.