Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/14628 E. 2014/11900 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14628
KARAR NO : 2014/11900
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2013/283-2014/24

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın yaşanan tek taraflı trafik kazasında ağır hasarlandığını, kasko bedelinin talep edilmesine rağmen davalı şirketin bedeli ödemediğini belirterek, 18.000 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; ihbar külfetinin yer değiştirerek davacıya geçtiği, alkol test raporunun kazadan önceki saatte ve farklı yerde düzenlenmesi, pertotal işlemi uygulanan araçtan çıkan sürücünün hiç yara bere almaması ve ihbarın geç yapılması vakıalarının aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler
neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve müziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK. 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Öte yandan, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın B.1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. (6100 sayılı TTK’nın 1446. md) maddesi uyarınca, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, sanki bu oluşan rizikoyu teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip, rizikonun teminat içinde kaldığının ispatı sigortalıya geçer. ( HGK. 22.11.2010 gün ve 2010 / 17-655 – 688 E.K. )
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; hasara yol açan olayın 09.04.2011 tarihinde meydana geldiği, ihbarın 25.04.2011 tarihinde yapıldığı, alkol ölçümü yapılan
yerle kaza tutanağının düzenlendiği yerin ve görevlilerin imzasının aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, rizikonun kasko sigortası teminatı kapsamında olmadığını ispat külfeti MK.’nun 6 ve TTK.’nun 1281/2. maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketine aittir.
İhbarın geç yapılması tek başına hasarın teminat dışı kalmasına neden olmayacağı gibi, davalı tarafından öne sürülen olay sırasında kasko sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğu ve sürücü değişikliği yapıldığı iddiası, somut delillerle ispat edilemediğinden, işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16.9.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.