Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/14533 E. 2014/13063 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14533
KARAR NO : 2014/13063
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2012/469-2014/143

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın 30.04.2011 tarihinde, karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkiline çarparak yaralanmasına ve vücudunda kırıkların oluşmasına neden olduğunu belirterek, 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Mehmet vekili, müvekkilinin aracı kazadan önce noter harici satışla devrettiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Şahinur davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 2.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı
İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davalı tarafa ait araç kusurlu olarak davacıya çarparak vücudunda birden fazla kemik kırığına sebebiyet vermiştir. O halde, meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük miktarda manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.9.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.