YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14253
KARAR NO : 2014/13663
KARAR TARİHİ : 16.10.2014
MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 42.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :07/04/2014
NUMARASI :2014/109-2014/76
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline yangın sigortası poliçesiyle sigortalanan R. B.Tem. Mal. San. Tic. A.Ş.’nin davalı ile yaptıkları lojistik hizmet sözleşmesi gereğince davalıya ait depoda meydana gelen yangında, sigortalıya ait emtianın zarar görmesi nedeniyle müvekkilinin sigortalısı RB’ye toplam 3.586.186 USD ödediğini, hasar bedelinin tazmini için davalı hakkında yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile alacağın %20’inden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davanın ticari bir dava olmayıp haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, tazminatın mahiyeti ve kapsamı hakkında çeşitli hükümlere yer verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih 37 Esas 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Diğer taraftan, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I-a maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkiline yangın sigortası poliçesiyle sigortalanan R. B. Tem.Mal.San.Tic.A.Ş.’nin davalı ile yaptıkları lojistik hizmet sözleşmesi gereğince davalıya ait depoda meydana gelen yangında, sigortalıya ait emtianın zarar görmesi nedeniyle müvekkilinin sigortalısı RB’ye toplam 3.586.186 USD ödendiğini iddia ederek, ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptalini talep etmektedir. Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktdır. Ancak davacının sigorta şirketi, davalının tacir ve dava dışı sigortalının da tacir olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Hal böyle iken, mahkemenin yanlış gerekçe ile görevsizlik kararı vermesi doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.