Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1335 E. 2014/9697 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1335
KARAR NO : 2014/9697
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/407-2013/407

Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen 30.09.2013 gün, 2013/E-1801-14 Esas, K-2013/1953 Karar Sayılı kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlunun gerçekleşen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davalının, müvekkili F. Ç.’a ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı F. Ç.ın, aracın işleteni olduğu ve ölenin tam kusurlu hareketi ile kazaya sebebiyet verdiğinden talep hakkı bulunmadığını ileri sürerek talebin reddini savunmuşlardır.
Sigorta Tahkim Komisyonunca, dosyaya ibraz edilen belgeler, taraf iddia ve savunmaları çerçevesinde dosya üzerine yapılan inceleme neticesinde, davacı V. Ç. yönünden talebin kabulü ile 21.000,00 tazminatın tahsiline, davacı F. Ç.’ın tazminat talebinin reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, davacı anne F. Ç.ın kazaya konu aracın işleteni olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarda, aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, davacıların her biri için destekten yoksun kalacakları sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi kabul gören uygulamaya göre çocuklar 22 yaşın desteğin başlayacağı yaş olarak kabulü, destek süresince yetiştirme giderlerinin destek tazminatından indirilmesi, raporun düzenlendiği en yakın tarih, bilinen dönem kabul edilerek ölenin bilinen gelirine göre davacıların gerçekleşen zararının ve sonraki bilinmeyen dönem için gelirin her yıl % 10 oranında artırılıp, % 10 oranında iskonto uygulanmak suretiyle hesaplanarak bilinmeyen dönem zararının hesaplanması ve davacıların somut koşulları dikkate alınarak denetime elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken Sigorta Tahkim Komisyonunca, Yargıtayca kabul gören %10 artırma ve iskonto tekniği uygulanmaksızın hazırlanan, %0 teknik faiz oranı uygulanan ve aktüeryal hesaplama teknikleri kullanılan ve denetime açık olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.
Öte yandan, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı anne-babaya desteğin gelirinin % 25’i oranında pay ayırabileceği sonucuna varılmış olup bu oran esasen dosya kapsamına göre azdır. Yerleşik uygulamalara göre, öncelikle desteğin elde edeceği gelir olarak kabul edilen asgari ücretin % 30’unu desteğin kendisi için ayıracağı kabul edilerek geride kalan % 70’inden başlangıçta toplam % 50’sinin anne ve babasına ayıracağı, desteğin zamanla evlenmesi sonucunda bu oranın % 30’a düşeceği, daha sonra çocuk sahibi olmasına ve çocuk sahibine göre bu oranın % 20, % 15 veya % 10 oranına düşeceği esas alınarak bu ilkelere göre davacı ile ölen desteğin sübjektif durumları nazara alınarak, yaşamı süresince farklı oranlarda destek olacağının kabulü ve buna göre anılan oranların yarısı üzerinden davacı babaya tazminat hesabı yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda gerektiğinde aynı ya da başka bilirkişiden rapor alınarak, davacıya çeşitli dönemlerde desteğin gelirinden ne oranda pay ayrılabileceğinin denetime elverişli ve bu konudaki itirazları karşılayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.