Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1318 E. 2014/937 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1318
KARAR NO : 2014/937
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : Menemen 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2013/546-2013/637

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın davalılardan H.. A..‘ın maliki, E.. E..’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirtip,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sigortalıya ödenen 2.298,43 TL hasar bedelinin 31.07.2012 ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre sigorta şirketi tarafından davalılara karşı açılan davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 ve devamı maddelerinde sayılan hususlardan olduğu ve buna göre ticari nitelikte olduğu belirtilen uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği bildirilerek dosyanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği dikkate alınıp davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması iddia ve savunmalarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.