Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/13085 E. 2016/10628 K. 21.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13085
KARAR NO : 2016/10628
KARAR TARİHİ : 21.11.2016

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 10/10/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi … …’ün sevk ve idaresindeki araçla yaptığı tek taraflı kazada hayatını kaybettiğini, aracın ZMMS poliçesinin davalı şirket tarafından yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tüm davacılar için toplam 8.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ayrıca 07.01.2014 tarihli dilekçesi ile 8.000 TL’nin 5.000 TL’sini …, 1.000 TL’sini Nihal …, 1.000 TL’sini … ve 1.000 TL’sini de …için talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacılar vekili; toplam talebi 149.998 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davacıların taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, kimsenin kendi kusurundan fayda sağlayamayacağını, müteveffanın hem ruhsat sahibi hem de kusurlu sürücü olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacı … yönünden 110.370,00 TL maddi tazminatın (%20’si olan 22.074,00 TL’si … Ltd. Şti.’ye ait olmak üzere), davacı … yönünden 16.631,00 TL maddi tazminatın (%20’si olan 3.326,00 TL’si … Ltd. Şti.’ye ait olmak üzere), davacı … … yönünden 22.997,00 TL maddi tazminatın (%20’si olan 4.599,00 TL’si … Ltd. Şti.’ye ait olmak üzere) 03/01/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu bedelin davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Kazaya neden olan araç hususi araç olup davada temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HMK’nın 370/3 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki “avans” ibarelerinin hükümden çıkarılarak, yerine “yasal” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/11/2016 gününde Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı … kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu’nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK’nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.