Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/12565 E. 2014/13456 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12565
KARAR NO : 2014/13456
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2012
NUMARASI : 2011/526-2012/295

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, Gaziantep 12. İcra Müdürlüğünün 2011/2266 sayılı takip dosyasından 3.8.2011 tarihinde haczedilen menkullerin gerçekte borçluya ait olduğunu, borçlunun haciz mahallinde hazır iken ayrıldığını, borçlu ile 3.kişi arasında alacaklıdan mal kaçırma kasdıyla yapılan işlemler bulunduğunu ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı 3.kişi, borçlunun haciz adresinin önceki kiracısı olduğunu borçlu iflas ettikten sonra işyerinin birkaç kez el değiştirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlular davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece haczin 3.kişinin elinde yapıldığı, mülkiyet karinesinin 3.kişi yararına olduğu, karine aksinin davacı alacaklı tarafından güçlü delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 3.kişinin faaliyet gösterdiği adreste yapılmış ise de haciz tutanağı içeriğinden haciz mahallinde hazır bulunan borçlunun mahalli sonradan terkettiği, haciz adresinin borçluya ait olduğunun çevreden sorularak tespit edildiği haciz tutanağı içeriği ve dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Aksinin davalı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. İstenilen her kişi adına düzenlenebilen, ayırt edici özelliği bulunmayan faturalar, adi nitelikli kira sözleşmesi ve vergi kaydı karine aksi ispata yeterli değildir.
Kaldı ki borçlunun haciz adresinin önceki kiracısı (işletmecisi) olduğu dosyadaki belgelerden anlaşıldığı gibi bu durum davalı 3.kişinin de kabulündedir. Bu durumda 3.kişi ile borçlu arasındaki ilişki işletme devri niteliğinde olup İİK’nun 44 ve BK’nun 179. (yeni 202) maddeleri uygulanması gerekir. Buna göre de işletmeyi devir alan 3.kişi, işletmenin borçlarından da sorumlu olacağından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.