Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/12551 E. 2014/16395 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12551
KARAR NO : 2014/16395
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2013/12-2014/55

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Borçlu E.. M.. ile M.. O.. arasında zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilip hüküm kurulması gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış olup, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının butlanına hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkına alınmış kesin veya geçici acizbelgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Bu tür davalar İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılır. Kural bu olmakla birlikte yine anılan hükme göre davada kötüniyet sahibi üçüncü kişiler de davalı olarak gösterilebilir. Burdaki 3.kişiden kasıt borçlu ile doğrudan işlem yapan kişi değil, borçlu ile işlem yapan kişiden malı satın alan kişidir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın davalı E.. M.. tarafından Zeynep ve G.. Y..’a herhangi bir satışın gerçekleştirilmediği, davaya dahil edilen M.. O.. ile diğer davalılar arasındaki satış işlemenin de muvazaalı olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, bilahare dahili davalı M.. O.. tarafından da bu yerin davalılar Gülay ve Z.. Y..’a satıldığı, davalılar Gülay ve Z.. Y..’ın bu evi satın alırken bankadan konut kredisi kullandıkları ve evi bu surette satın aldıkları, böylece İ.İ.K’nun 277 ve devamı maddelerindeki tasarrufun iptali koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı tarafından 4. kişiler hakkında da dava açıldığına göre 4. kişiler ile borçlu arasındaki ilişkiyide irdelemek gerekmektedir. Borçlu davalı Emir Ömer ile 3. kişi konumunda olan davalı Mahmut aynı ilçeden olup, 4. kişi konumundaki davalılar Zeynep ve G.. Y.. ise borçlunun boşandığı eşinin kardeşleridir. Ayrıca dava konusu taşınmaz 06.03.2008 tarihinde borçlu davalı tarafından davalı Mahmut’a satılmış, aradan kısa bir zaman geçtikten sonra da 06.05.2008 tarihinde de Mahmut tarafından borçlunun baldızları olan Gülay ve Z.. Y..’a satılmıştır. Bu durumda mahkemece tasarruf tarihinde taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin kim tarafından ödendiğinin araştırılması, aynı ilçeden olmaları, taşınmazın kısa bir süre sonra yine borçlunun baldızlarına satılması nedeniyle 3. kişi Mahmut’un borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olup olmadığının irdelenmesi, 4. kişi Gülay ve Z.. Y..’ın borçlu davalının baldızları olması nedeniyle İİK.nın 280/1-2 maddesi uyarınca yaptıkları tasarrufun iptale tabi olup olmadığının tartışılması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.