YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12535
KARAR NO : 2014/15709
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
MAHKEMESİ : Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2012
NUMARASI : 2011/879-2012/497
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2011/9748 sayılı takip dosyasından 11.08.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Bu dava ile birleşen dosyada ise Ankara 7 İcra Müdürlüğünün 2011/9749 sayılı takip dosyasından 15.08.2011 tarihinde haczedilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı ve borçlu şirketler arasında hukuki ve fiili bağ bulunduğunu, devir işleminin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını savunarak davaların reddini istemiştir.
Mahkemece hacizlerin davacı 3.kişinin işyerinde yapıldığı, davacı ve borçlu şirketler arasında, davacı şirket ortağı M.. Ç..’in borçlu şirkette ortak olmasından başka bir bağ bulunmadığı, bu kişinin borçlu şirketteki hisselerini 29.03.2011 tarihinde devir ettiği, mahcuzların davacıya ait olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili ile davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, 3.kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak davası niteliğindedir.
Dava konusu hacizler 3.kişinin işyerinde yapılmış ise de asıl davanın konusu olan 11.08.2011 tarihli haciz de mahalde borçlu şirkete ait birçok belge bulunmuştur. Birleştirilen davanın konusu olan 15.08.2011 tarihli hacizde aynı yerde gerçekleştirilmiştir. Hacizler sırasında hazır bulunan 3.kişi şirket yetkilisi borçlu şirket ortağı ve yetkilisi olan M.. Ç..’in kardeşidir. Bu halde İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. 3.kişi şirket ortaklarından olan M..Ç.., aynı zamanda borçlu şirket ortağı da olup borçlu şirketteki hissesini 29.03.2011 tarihinde devir etmiştir. Bu devir işleminin borcun doğum tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Zira takip çek alacağına dayanmakta olup günlük ticari hayatta çeklerin vadeli düzenlemeleri sıklıkla karşılaşılan bir gerçektir.
Ancak, davacı 3.kişi şirketin borcun doğum tarihinden ve borçlu şirketten önce kurulmuş olması ve dayandığı faturaların da borcun doğumundan önceki tarihli olması karşısında, davacı yanca sunulan faturaların dava konusu hacizli malları kapsayıp kapsamadığının uzman bilirkişi vasıtasıyla (gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak) tespiti, daha sonra faturaların hacizli malları kapsadığının tespiti halinde bu faturaların gerçekliğinin saptanması, bunun için de faturayı düzenleyen firma ile davacı 3.kişinin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak faturaların ticari defterlerde, hacizli malların da şirket envanterinde kayıtlı olup olmadıkları tespit edilerek rapor alınması oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacı 3.kişi vekilinin temyiz talebinin konusunda inceleme yapılmasına şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazları konusunda şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişi ve davalı alacaklıya geri verilmesine 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.