YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12218
KARAR NO : 2014/10348
KARAR TARİHİ : 01.07.2014
MAHKEMESİ : Fatsa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/432-2014/115
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların murisinin kusuruyla meydana gelen kazada müvekkiline kasko sigortalı aracın hasarlandığını, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, 5.175,00 TL. üzerinden yapılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazada davacının sigortalısının da kusurlu olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği, takibin Samsun’da yapıldığı davanın ise Fatsa’da açıldığı, Fatsa icra dairelerinde yapılmış bir takip bulunmadığından davanın dinlenme olasılığının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, 7. maddesinde, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.”, 16. maddesinde, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” denilmektedir. Aynı Yasa’nın “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasında ise “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; icra takibi Samsun’da açılsa da, davalıların yerleşim yerleri Fatsa olduğu gibi haksız fiilde Fatsa’da meydana gelmiştir. Kaldı ki, açılan itirazın iptali davasında, davalılar tarafından yapılmış süresinde ve usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davalıların yetki itirazında bulunmadıkları gözetilerek davanın esasının incelenmesi gerekirken, davanın dinlenme olasılığının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 1.7.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.