Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/11633 E. 2014/10938 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11633
KARAR NO : 2014/10938
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2014
NUMARASI : 2012/535-2014/216

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı I.. A… vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili; 06/06/2012 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araçla seyir halinde bulunduğu sırada kendisine yeşil ışık yanarken kavşaktan geçiş yapmak istediği sırada davalı A.. Ö..’a ait diğer davalı K.. B..’nın kullandığı aracın kırmızı ışığı ihlal etmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin aracındaki hasarın tespiti amacıyla Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırılan hasar tespitine göre 4.885,00TL maddi hasar olduğunun tespit edilerek aracın 7 günlük sürede tamir edileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracının ticari taksi olması nedeniyle günlük 100,00TL kazancını olduğunu ileri sürerek 4.855,00TL tazminat ile 7 günlük onarım süresinde meydana gelen kazanç kaybı 700,00TL olmak üzere toplam 5.585,00TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesinde gösterilen miktarda sorumlu olmak üzere) alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı K.. B..; kazaya sebebiyet verenin davacı olduğunu, kendisine yeşil ışık yanması nedeniyle tam geçtiği sırada davacıya kırmızı ışığın yanmasına rağmen kırmızı ışıkta geçtiği için davacının kendi kullandığı araca çarparak kazaya sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı I.. A.. vekili; davacının müvekkili şirkete sigortalı aracının kusurlu olduğunu ispat etmesinin gerektiğini, araçta meydana gelen gerçek zarar dışındaki tüm zarar kalemlerinin teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faize hükmedilmesinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 17/12/2013 tarih ve 6899 sayılı raporuna göre her iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiklerini belirtmeleri nedeniyle her iki ihtimal doğrultusunda rapor düzenlendiği, olayın oluş şekli, araçların hasarlandığı noktalar, tanık A.. K..’nın oluşa ve dosya kapsamına uygun düşen samimi beyanları ve aracında hasar oluşan davalının hasar bedelinin tazmini hususunda herhangi bir başvurusunun veya talebinin bulunmaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde; olay sırasında davacıya yeşil ışık yanmasına karşın, kırmızı ışıkta durmayarak ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta seyreden sürücülere vermeyen davalının olayda tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin yalnızca araç hasar bedelinden sorumlu tutulabileceği, kazanç kaybından sorumluluğu bulunmadığı Salihli Şoförler ve Otomobilciler Odasından gelen yazı yanıtında kaza tarihi itibarıyla ticari taksicilik faaliyetinde bulunan bir kişinin günlük net kazancının 23,33 TL olduğunun bildirilmesi karşısında davacının 7 günlük tamir süresinde uğradığı kazanç kaybının 163,31 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile araç hasar bedeli olarak 4.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 06/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı I.. A… yönünden poliçe limitiyle sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tamir süresi dikkate alınarak 163,31 TL kazanç kaybının kaza tarihi olan 06/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar K.. B.. ve A.. Ö..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı I.. A… vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK.’a eklenen ek madde 4 ile aynı yasanın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00.- TL’ye çıkarılmıştır.
Somut olayda davacı taraf 5.585,00 TL tutarında tazminat istemiyle dava açmış,mahkemece toplam 4.163,31 TL tazminata hükmedilmiş olup,reddedilen kısım miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının içersinde kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin maddi tazminat miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davacı lehine davadan önce yapmış olduğu tespit giderleri yönünden davada kabul edilen miktara göre hükmedilmemiş olması yerinde görülmemiştir.
4-Temyiz eden davalı I.. A… yönünden;Kaza tespit tutanağında, araç sürücülerinin ikisi de yeşil ışıkta geçtiklerini beyan ettiğinden kusur tespiti yapılamamış,Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ise alternatifli olarak düzenlenmiş olup davacı sürücü kırmızı ışıkta geçmiş ise davacının % 100 kusurlu olduğu,eğer davalı sürücü kırmızı ışıkta geçmiş ise davalının % 100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece dinlenen davacı tanığı A.. K..’nın beyanına itibar edildiği belirtilmiş ise de tanığın beyanı incelendiğinde davacıyı tanıdığını ve kırmızı ışıkta geçenein davalı olduğunu beyan ettiği,dinlenen davalı tanığı S.T.. ise davalının yeğeni olduğunu,davalının yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiği buna göre olayı gören tarafsız tanığın bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu halde doktrinde de benimsenen tehlike sorumluluğuna katlanma zorunluluğu ilkesi uyarınca zararın yarı yarıya paylaştırılması gerektiği gözetilmeli, davalının olayda %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmalıdır. Tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesinin gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin maddi tazminat miktarına yönelik temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabul edilen miktara göre davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının reddine,(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabul edilen miktara göre davacı vekilinin delil tespiti giderlerine yönelik temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı I.. A… vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı I.. A… yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı I… Sigorta AŞ’ye geri verilmesine 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.