Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/11488 E. 2014/12430 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11488
KARAR NO : 2014/12430
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2011/306-2014/16

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından Z…sigortası ile sigortalı olan ve davalıya ait bulunan aracın dava dışı şahıs tarafından alkollü olarak kullanıldığı sırada kırmızı ışıkta durmayarak bir araca çarptığı ve aracın sürücüsünün yaralandığı ve maddi hasar oluştuğu, karşı araç sürücüsünün tedavisi ve araç hasarı için 21.326,27 TL ödendiği, bu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigortalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kan testi yapılmadığını, diğer araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu ve kusur oranında indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının sigortaladığı araç sürücüsünün alkollü olarak araç kullandığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği ve %100 kusurlu olduğu anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Z. sözleşmesinden kaynaklanan sigortalı hakkında açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 95/2 maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden sigortacı
zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Sigortalı aracın Z.. Genel Şartlarının 4/d maddesi hükmü gereğince tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Ancak bu halde hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması alkol dışında başka hiç bir unsurun olayın meydana gelmesinden rol oynamadığının nöroloji uzmanı ve trafik konularında uzman bilirkişi kurulu raporu ile saptanması germektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması ve aldığı alkolün oranı tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.nun 1281. Maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Sigortacı hasarın teminat dışında kaldığını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamak zorundadır.
Yukarıdaki açıklamalar altında somut olaya bakıldığında 09.05.2010 tarihinde saat 3.35 de düzenlenen kaza tespit tutanağında davalıya ait aracın sürücüsünün 2.98 alkollü olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 24.04.2012 tarihli bilirkişi raporu ile18.02.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinden alınan raporda davalıya ait araç sürcüsünün %75, dava dışı araça sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Son alınan üçüncü bilirkişi raporunda önce davalı araç sürücüsünün %85 kusurlu diğer araç sürücüsünün %15 kusurlu olduğu belirtilmiş, daha sonra nöroloji uzmanın imzası olmadığından kesin görüş olmadığı belirtilmiş sonradan sunulan raporda davalıya ait aracı kullanan şahsın %100 kusurlu olduğu olayın salt alkolün etkisi altında meydana geldiği belirtilmiştir. Her nekadar çelişki içeren bu raporda kazanın alkolin etkisi ile meydana geldiği belirtilmiş ise de önceden alınan ve birbirini teyid eden her iki raporda dava dışı karşı araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğu tesbit edildiğinden kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğinden söz edilemez.
Bu durumda mahkemece, davacının kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiğini ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.09.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.