YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/114
KARAR NO : 2014/495
KARAR TARİHİ : 16.01.2014
MAHKEMESİ : Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2010/164-2013/890
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, idaresinde bulunan motosikleti sevki sırasında, davalıya trafik sigortalı araç ile karıştığı trafik kazasında yaralandığını, bacağına takılan protez bedeli olarak 3.500,00.-TL ödediğini belirterek sözkonusu tedavi giderinin yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı HDI Sigorta A.Ş. vekili, gerçek zarardan, kusur oranında poliçe limiti ile sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının 23.12.2010 tarihli celsede davasını takip etmemesi nedeni ile işlemden kaldırıldığı, akabinde 19.09.2013 tarihli oturuma da katılmadığı, 6100 sayılı HMK’nin 320/IV. Maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olay dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince tedavi gideri nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren dava ve işlerde HMK’nın 316/I-a maddesi gereğince basit yargılama usulü uygulanır. HMK’nın 150. (HUMK md. 409/1) maddesinde “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir’ denilmektedir. Adı geçen Yasanın 320/IV. maddesi ise “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden .sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” hükmünü içermektedir.
23.12.2010 tarihli oturumda, davacının duruşmaya gelmediği, yazılı mazeret de bildirmediğinden dosya işlemden kaldırılmış, akabinde dosya 27.12.2010 tarihinde yenilenmiş duruşma günü taraflara tebliğ edilmiştir. 19.09.2013 tarihli oturumda Mahkemece, davacının ve davalının oturuma katılmadığı, 23.12.2010 tarihli celsede de dosyanın işlemden kaldırıldığından ve dosya iki kez işlemden kaldırıldığından HMK’nın 320/IV. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dava, 05.02.2010 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılmıştır. HMK’nin 448. maddesinde anılan yasanın tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiş ise de bu maddeye karşılık gelen HUMK’nun 578. maddesinde “İş bu kanunun müktesep hakları ihlal etmemek şartıyla makabline şamildir” denilmektedir. Kazanılmış hakların korunması ilkesi hukukun temel ilkelerinden olup yasaların bu ilkeye aykırı şekilde yorumu mümkün değildir. Bu nedenlerle dava eski HUMK’nın yürürlükte olduğu tarihte açıldığından somut olayda anılan usul kanunun uygulanması gerekirken 6100 sayılı HMK’nın uygulanması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda HUMK’nın 409. maddesi gereğince davacının bir kez daha davayı takipsiz bırakma hakkı bulunduğundan, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılması ve sonucunda açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.