YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11132
KARAR NO : 2014/10016
KARAR TARİHİ : 26.06.2014
MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/188-2014/75
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 5.693,00 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 4.269,75 TL’nın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş; 19.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 600,25 TL daha artırarak toplam 4.870 TL’nın davalıdan tazminini istemiştir.
Davalı vekili, olayla idare arasında illiyet bağının bulunmadığını, müvekkilinin yolun bakım onarımından sorumlu olmadığını, bahse konu kapağın müvekkiline ait olup olmadığının belirlenmediğini, sürücünün hızı nedeniyle olayda kusurlu, tazminatın fahiş olduğunu, kusuru, hasarı, sorumluluğu kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanını kabulü ile 4.879,00 TL tazminatın ödeme tarihinen işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı A.. M.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davacıya sigortalı araç 27.7.2012 tarihinde saat 23.45’te davalı idareye ait yağmur suyu ızgaralarının üzerinden geçerken kapağın biri yerinden çıkarak aracın alt kısımlarına zarar vermiştir. Olaya ilişkin olarak resmi görevlilerce düzenlenen kaza tespit tutanağında, davacıya kasko sigortalı aracın sürücüsü Ç. K.’ın aracının hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiğinden, davalı idarenin de atık su kanalizasyonlarının bakım, onarım ve tadilatından sorumlu olması sebebiyle kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, monte edilen metal kapakların yuvalarına tam oturtulmak ve araç tekerlekleri ile üzerine tatbik edilen hareketli yüklere karşı mukavemeti ve dayanıklılığı sağlanmak suretiyle sabitlenmesi ve bu şekilde montajının yapılması gerekirken, aksine tam olarak sabitlenmemesi ve üzerinden geçen araç tekerlekleri nedeniyle yerinden oynatılıp görev yapamaz duruma bırakılmış, periyodik bakım ve kontrol yapılmaması nedeniyle de bu durumun fark edilememesi sonucu yerinden oynatılmış durumda olan atık su kanalı üzerindeki sıralı ızgara kapaklarından sağdan 2. sıradakinin araç tekerleklerinin teması ile kapağın yerinden tamamen çıkması ve aracın alt kesimlerine çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davalı idarenin tamamen kusurlu olduğu, olay öncesinde ızgara kapağının yerinde ve olay mahallindeki atık su kanalı üzerinde bulunan 4 adet ızgara kapağının normal görünümde olması, bu kesime yaklaşan davacıya sigortalı aracın sürücüsü Çağatay’ın sıralı ızgara kapaklarının üzerinden geçerken, özel bir itina göstermesini gerektirecek tehlike öngörüsü taşımasının kendisinden beklenemeyeceği, aracın olay yerinin hemen ilerisinde durmuş olmasının da olay öncesi hızının normal olduğunu göstermesi nedeniyle sürücüsünün kusurunun olmadığı belirtilmiş, davalı vekilinin rapora itirazına rağmen mahkemece kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden davalı tarafın olayda %100 kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, İTÜ ve KGM fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan tarafların kusur durumlarının tespiti hususunda tüm dosya kapsamına, savunma ve iddialara göre kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, kaza tespit tutanağı ile önceki bilirkişi raporunun da irdelendiği, ayrıntılı gerekçekli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu entte açıklanan nedenlerle davalı A.. M.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. M.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı taraf lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A.. M..’ne geri verilmesine 26.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.