Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/11109 E. 2014/10022 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11109
KARAR NO : 2014/10022
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Elbistan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2014
NUMARASI : 2012/582-2014/33

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkiline ait araç ile davalının yönetimindeki aracın karıştığı kazada, müvekkilinin aracının hurda olduğunu ve aracın elden çıkarıldığını, araç hasarı dışında 10.000 TL civarında masrafı olduğunu, kaza anında müvekkilinin yanında bulunan akrabalarınında zarar gördüğünü, Elbistan’dan Malatya’ya sevklerinin yapıldığını orada da tedavi gördüklerini, kazanın izlerinin halen devam ettiğini, ceza mahkemesinde açılan davanın sonuçlandığını, müvekkilinin o dosyada belirttiği gibi 10.000 TL yanındaki akrabalarının da 2.000 TL masrafları olduğunu belirterek hakları saklı tutularak 12.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın müvekkili ile akrabalarına ödenmesini talep etmiş; 16.7.2012 tarihli dilekçesinde, hurdaya dönen araç müvekkilinin hastane masrafları, ceza dosyasında belirtilen 10.000 TL ve iş yapamaz hale gelen A. T. için 5.000 TL manevi tazminat, F.. M.. içinde 2.000 TL tazminat istediğini bildirmiş; 17.5.2013 tarihli açıklama dilekçesinde davalının ceza mahkemesinde mahkumiyetine karar verildiğini, A.. D..’nin uzun bir tedavi sonucu 2013 yılında iş yapacak duruma geldiğini, Fadime’nin de uzun süre tedavi gördüğünü, ceza mahkemesi kararına göre davalının ağırlıklı suçlu olduğunu, Ali için 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi, Fadime için 2.000 TL tedavi giderini talep ettiğini ifade etmiş; 10.7.2013 tarihli oturumda müvekkilinin geçici işgörmezlik nedeniyle uğranılan zarar, manevi tazminat ve kaza sonucu oluşan tüm maddi zararların tazminini istediğini, bilirkişi inceleme talebi olmadığını beyan etmiştir.
Davalı, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacı Ali’nin akrabalarının zararı için 2.000 TL istediğini, daha sonra verdiği dilekçede davacı Fadime için 2.000 TL istediğini belirttiğini, davanın değiştirilmesine, genişletilmesine muvafakat etmediğini, Fadime için istenen tazminat kaleminin belirtilmediğini, davacı aracının zararının ZMSS tarafından ödendiğini, davacıların bundan başka zararı olduğuna dair delil bulunmadığını, hastane masrafına dair belge olmadığı gibi SGK tarafından hastane giderlerinin karşılandığını, 10.000 TL talebin hukuki dayanağının olmadığını, manevi tazminat şartlarının bulunmadığını, dava dilekçesinde delil bildirilmediğini bu aşamadan sonrada bildirilemeyeceğini, davanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacılar vekilinin 10.7.2013 tarihli oturumda açıkça bilirkişi incelemesi talebinin olmadığını beyan etmesi ve asliye ceza mahkemesi ilamı ile BK’nun 51, 54, 56 maddeleri dışında delil göstermemesi nedeniyle davacı A.. D.. yönünden talep edilen geçici işgörmezlik tazminatı ve manevi tazminat dışında kalan diğer tazminat taleplerini ispatlayamamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat (cismani zarar) istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nun 46 ve 47. (6098 Sayılı TBK’nun 54, 55 ve 56.maddeleri) maddelerinde bedensel zararlar ile manevi tazminat hükümleri düzenlenmiştir. Bedensel zararlar tedavi gideri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azaltılmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceği sarsılmasından doğan kayıplardır. BK’nun 47. (TBK’nun 56 md) gereğince hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutanak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Yine BK’nun 43 (TBK’nun 51 md) maddesi hükmüne göre hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler. BK’nun 47 (TBK 56 md) maddesi hükmüne göre hakimin özel haleri gözönünde tutanak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli biçimde ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23.6.2004,12/291-370)
Somut olayda 21.7.2011 tarihinde saat 23.30’da trafik kazası meydana gelmiş; kaza tespit tutanağında davalı B.. Ü..’ın doğrultu değiştirme manevraların yanlış yapması nedeniyle tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kaza sonucu davacının yönetimindeki araçta bulunan diğer dava Ferdime Maral, B. M. ve davacı A.. D.. yaralanmışlardır. Davacı A.. D..’nin 26.7.2011 ila 29.7.2011 tarihleri arasında yatarak tedavi gördüğüne, taburcu olduğu 29.7.2011 tarihinden itibaren 45 gün yatak istirahati verildiğine dair 29.7.2011 tarihli Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özel Tıp Merkezi Sağlık Kurulu raporu bulunmaktadır. Ceza Mahkemesi dosya kapsamına göre Elbistan Devlet Hastanesinde 21.7.2011 tarihinde davacı Ali’nin fizik muayenesinde sol humerusta açık parçalı kırık vs. olduğu belirtilmiştir.
Elbistan 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/263-401 sayılı dava dosyasında sanık B.. Ü.. hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış; A.. D.. ile Fadime ve B. M. bu davaya müdahil olmuşlardır. Yapılan yargılama sonucunda sanık B.. Ü..’ın olayda tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkumiyetine, cezanın ertelenmesine dair 28.12.2011 tarihli hüküm, temyiz edilmeden 15.2.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı A. D.’nin 21.7.2011 olay tarihinden 29.7.2011 tarihine kadar hastanede tedavisinin devam ettiği, ameliyat olduğu, 29.7.2011 tarihinden itibaren 45 gün yatak istirahati verildiği, istirahat bitiminde dahi poliklinik kontrolüne gelmesinin uygun görüldüğü kaza sebebiyle maddi ve manevi zararlarının oluştuğu, bu sürede davacının geçici işgörmezlik halinin bulunduğu ve çalışamadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin delil olarak TBK’nun 51, 54, 56.maddelerine ve Asliye Ceza Mahkemesi kararına dayanmasına, kesinleşen ceza mahkemesi ilamına göre davalı B.. Ü..’ın %100 kusurlu olduğunun kabulünün gerekmesine göre mahkemece BK’nun 43, 46, 47.maddeleri (TBK’nun 51, 54, 56.maddeleri) uyarınca davacı A.. D.. lehine manevi tazminat ve geçici işgörmezlik tazminatı takdir edilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davacı vekilinin delile dayanmadığından, delil veya inceleme yapılmasını talep etmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı A.. D.. lehine BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar A.. D.. ve F.. M..’a geri verilmesine 26.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.