Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/11094 E. 2014/10019 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11094
KARAR NO : 2014/10019
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2013/245-2014/62

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, rizikonun davalıya ihbar edildiğini, eksper incelemesi sonucu aracın pertinin uygun bulunduğunu ancak davalının hasarı karşılamadığını, müvekkilinin aracını 9.870,63 TL. karşılığında tamir ettirdiğini belirterek bu meblağın olay tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı dava dilekçesinde kazanın 10.02.2010 tarihinde meydana geldiğini belirtmişse de aslında kaza tarihinin belli olmadığını, davacının müvekkiline verdiği beyanlarda kazanın 08.02.2010 tarihinde, daha sonra 10.02.2010 tarihinde meydana geldiğini bildirdiğini, davacı aracının 11.02.2010 tarihinde gece 02.13’te kırmızı ışık ihlali yaptığını ve bununla ilgili tutarak düzenlendiğini, büyük hasarlı olan ve servise çekilen aracın 1.5 gün sona trafikte olmasının anlaşılamaz olduğunu, kazanın oluş şekli ve yerinin belli olmadığını, kazanın gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
29.05.2012 gün 2010/946-2012/294 sayılı davanın kısmen kabulüne dair önceki hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairenin 14.03.2013 gün 2012/12482-20133444 sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasından sonra mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözlemesine dayanılarak, sigortalı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 27.01.2011 tarihli dilekçesinde delillerini ve tanıklarını bildirmiş, 01.03.2011 tarihli dilekçesinde tanıklarını hangi konularda dinletmek isteğini açıklamıştır. Yargılama süresince davacı vekili tanıklarının dinlenmelerini talep etmesine rağmen, mahkemece 1086 Sayılı HUMK’nun 288-290. maddeleri (6100 Sayılı HMK’nın senetle ispat zorunluluğu ve senede karşı tanıkla ispat yasağı başlıklı 200 ve 201. maddelerine tekabül eden) gereğince davacı tarafın maddi vakılaların ispatı hususunda tanık dinletme talibe reddedilmiştir. Oysa HMK’nın 240. Vd. maddelerinde maddi vakıaların tanıkla ispat edilebileceği düzenlenmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin 10.02.2010 tarihinde akşam saatlerinde şehir dışındaki hastasına müdahale etmek için araçla gittiği, hastasına müdahale ettiği 10.02.2010 günü tahminen 23.00-23.30 sularında müvekkilinin Kayseri’ye dönmek için yola çıktığı, kazanın dönüş yolunda yolun ıslak ve kaygan olması sebebiyle gerçekleştiği, saatin geç, havanın karanlık, olay yerinin ıssız olması nedeniyle davacının yürüyen aksamında hasar olmayan aracıyla takriben 80 km daha yol katederek Kayseri’ye döndüğü, dönüşte Kayseri’ye girişte Toyota kavşağında 11.02.2010 günü saat 02.13’te kırmızı ışık ihlali yapması nedeniyle idari ceza tutanağının düzenlendiği, hasar tutanağına yanlış yazılan tarihin sonradan fark edilerek düzeltildiği, aracın servise nasıl, ne zaman getirildiği, getirildiğinde ne durumda olduğu trafiğe çıkabilecek durumda olup olmadığı hususlarında tanıklarının dinlenmesi talep etmiş olup bu hususlar zaten maddi vakıayla ilgili olduğundan tanık beyanlarıyla ispat edilecek hallerdendir. Senetle ispat zorunluluğunu gerektiren bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle somut olayda mahkemenin davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddine karar vermesi doğru ve yerinde görülmemiştir. Bozma ilamı doğrultusunda alınan 15.01.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da aracın mekanik aksamının hasarlanmadığı aracın bu hali ile 80 km daha yol katetmesinin mümkün olduğu, kazanın oluş şekli ile hasar arasında uyum olduğu, bu hasarların bu kazada oluşabileceği belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafa bildirilen tanıkların usulüne uygun biçimde dinlenilmeleri ve beyanlarının 15.01.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile birlikte değerlendirilerek, (önceki hükmün sadece davalı tarafça temyiz edildiği, davalı lehine tazminat miktarı yönünden kazanılmış usulü müktesep hak oluştuğu da dikkate alınarak) sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı Mustafa Erken vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin Alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.