YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10769
KARAR NO : 2014/12112
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2011/613-2013/241
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı E.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın sebebiyet verdiği kazada hasarlandığını ileri sürerek, değer kaybı için 1.931,00 TL , hasar bedeli için 2.468,97 TL, aracı kullanmaktan yoksun kaldığı günler için 2.000,00TL olmak üzere toplam 5.499,97 TL’nin ( davalı sigorta şirketi tarafından ödenenin tenzilinden sonra) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini etmiştir.
Davalı H.. A.. vekili, dava tarihinden önce ödemede bulunduklarını ve sorumluluklarının kalmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile Davalı U.. E.. hakkındaki dava geleceğe bırakıldığından, hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5.357,84 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin tazminatın araçtaki değer kaybı ve araç kiralama zararı dışında kalan 1.426,84 TL tutarındaki bakiye hasar bedelinden 17.500,00 TL poliçe limiti dahilinde diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı E.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili, müvekkiline ait araca verilen zararın tazminini istemiştir. Davalı H.Sigorta AŞ, diğer davalıya ait aracın zorunlu trafik sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. Davacı aracındaki değer kaybından davalı sigorta şirketinin de sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı E.. K..’nın temyiz itirazlarına gelince;
Davalı E.. K..’ya dava dilekçesi, adres kayıt sistemindeki adrese tebliğe gönderilmiş olup tebliğ imkansızlığı nedeni iade edilmiştir. Duruşma gününün tebliğ ise aynı adreste kardeşine 04.10.2012 tarihinde yapılmıştır. Milli Savunma Bakanlığı Kağıthane Askerlik Şubesi tarafından gönderilen yazı cevabı içeriğine göre, davalının aynı tarihte askerlik hizmetini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Aynı kanunun 14. maddesi uyarınca astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğlerin, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılacağı düzenlenmiştir. Davalı, askerde olması sebebi ile duruşmalara katılamadığını ve kendisini savunamadığını belirtmiştir. O halde davalıya ev adresinde yapılan tebligat usulsüzdür. HUMK’nun 73. maddesine göre; kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim, her iki tarafı dinlemedikçe veyahut sav ve savunmalarını bildirmeleri için yasal şekillere uygun olarak davet etmedikçe kararını veremez. Yasanın bu açık hükmüne aykırı olarak ve mahkemece kendisine yöntemince tebligat yapılmayarak savunma hakkı kısıtlanmış olan davalıya dava dilekçesi usulünce tebliğ edilip, ortaya koyacağı deliller toplanıp savunması çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan davalının yokluğunda yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre, davalı E.. K..’nın esasa ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarını reddine, 2 nolu bette açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E.. K..’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı E.. K..’nın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı E.. K..’ya geri verilmesine 18.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.