Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/10756 E. 2014/12819 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10756
KARAR NO : 2014/12819
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Gölbaşı(Adıyaman) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2010/198-2013/883

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı H.. B.. vekili ile davalı G.. H.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalıların işleteni/sürücüsü olduğu ve olay tarihinde geçerli trafik (Z..) sigorta poliçesi bulunmayan araçların sebebiyet verdiği trafik kazasında başka araç içinde yolcu olarak bulunan davacının ağır derecede yaralanarak maluliyete uğradığını ileri sürerek, ıslahla birlikte 146.226,83 TL. maddi tazminatın tüm davalılardan, 15.000,00 TL. manevi tazminatın ise Güvence Hesabı dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat talebinin 98.120,53 TL. yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin 15.000,00 TL. yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı H.. B.. vekili ile davalı G. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar H.. B.. ve Güvence Hesabı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalıların olaydaki kusur ve oranlarının belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/421 esas 2012/129 karar sayılı dosyasında kusur bilirkişisi M. Ü.. tarafından düzenlenen 16.05.2011 günlü “davalı H.. B..’un 5/8, davalı M.. K..’nun da 3/8 kusurlu olduğu”na ilişkin kusur raporundaki kusur oranlarının esas alınması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa her iki davalının sanık olarak yargılandığı Adıyaman 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2006/200 esas, 2008/54 karar sayılı dosyasında “sanık H.. B..’un olay sırasında aracının dörtlü flaşörlerini yaktığı, arıza yapan aracını bu şekilde park ettiği, dörtlü flaşörlerin yanması nedeniyle kusursuz olduğu” gerekçesiyle beraetine, diğer sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Ceza Mahkemesinin “olay sırasında davalı Hüseyin’in acının flaşörlerinin yandığı”na ilişkin kabulü dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK 53 maddesi gereğince hukuk hakimini de bağlamaktadır.
Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/421 esas sayılı dosyasında da ceza mahkemesinin kabul ettiği maddi vakıa kabul edilmekle birlikte davalı Hüseyin’in “aracı uygun bir yerden ve de yolun dışındaki müsait bir yere, bunun mümkün olmaması durumunda ise mümkün olduğunca yolun sağ banketine çekmesi ve sürücülerin zamanında uyarılmalarının temini için park ettiği aracın her iki tarafından olmak koşuluyla yeterli bir mesafe uzağındaki yerlere günün şartlarına göre uyarı ve güvenliği sağlayıcı uygun evsaftaki gereçleri koyması halinde dava konusu trafik kazasının meydana gelmeyeceği” gerekçesiyle 5/8 kusur izafe edilmiş, bu kusur oranına göre verilen karar kesinleşmiştir.
Bu halde ceza mahkemesince maddi vakıa olarak kabul edilen “davalı Hüseyin’in aracının dörtlü flaşörlerinin olay esnasında yandığının” kabulü ile ceza dosyasının da getirtilerek, davalı sürücülerin olaydaki varsa kusur ve oranları yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kusur incelemesi yaptırılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-HUMK.nun 275 (HMK.md.266) ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Buna göre, somut olay itibariyle anılan kazada yaralandığı ileri sürülen davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazası sonucu meydana gelip gelmediği (kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı) ile sürekli iş göremezliğe ilişkin maluliyet oranının ve geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi teknik ve özel bilgiyi gerektiren konulardan olduğu açık olup, mahkemece dava açılmadan önce İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından tanzim edilen 26.6.2008 tarihli maluliyet raporundaki orana göre düzenlenen hesap raporu hükme esas alınmış ise de; anılan raporda yukarıda açıklanan hususların belirlenmesi yönünden hangi kriterlerin esas alındığı belirtilmediğinden bu raporun hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece davacının tüm tedavi evrakı ve hastane kayıtları getirtilerek Adli Tıp Kurumu’na sevki sağlanarak, dava konusu olayla maluliyet arasındaki illiyet bağının varlığı ile sürekli maluliyet oranı ve geçici iş göremezlik süresi hakkında Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun olarak düzenlenmiş bir rapor alınmasından sonra, ortaya çıkacak duruma göre gerçek zararının belirlenmesi için dosyada raporu bulunan aktüer bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık Ek rapor alınması, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Davalı H.. B.. sevk ve idaresindeki … plakalı aracın olay tarihinde dava dışı A. Sigorta A.Ş. nezdinde Z… poliçesi ile sigortalı olmasına, adı geçen sigorta şirketi aleyhinde aynı olay nedeniyle açılan Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/421 esas sayılı dosyasında bu hususun kesinleşmesine rağmen, Z..’i bulunan .. Plakalı aracın kusuru yönünden sorumluluğu bulunmayan G. H.. aleyhinde hüküm kurulması isabetli değildir.
5-Dava dışı A. Sigorta AŞ tarafından hasar dosyası açılarak davacı tarafa 5.091,00 TL tazminat ödendiği ileri sürüldüğünden bu hususun araştırılarak varsa yapılan ödemenin zarar bedelinden tenzili gerektiği hususunun gözardı edilmesi de doğru bulunmamıştır.
6-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca, sigorta şirketi (G. H.) harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerini karşılamakla yükümlü olmakla birlikte,
hüküm altına alınan tazminat miktarı sigorta bedelini (Güvence Hesabı) geçerse, sigortacının bu masraflardan sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulması gerekirken, bu yön gözetilmeden davalı Güvence Hesabı’nın harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tamamından diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulması da isabetli değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı H.. B.. ve Güvence Hesabı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2, 3, 4 ve 5 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin, 6 nolu bentte açıklanan nedenle de davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar H.. B.. ve Güvence Hesabı’na geri verilmesine 29.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.