YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10644
KARAR NO : 2014/9770
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/382-2014/69
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 22/08/2012 tarihinde tam kusurlu olarak çarpması nedeniyle hasarlandığını, müvekkili tarafından kasko sigortalı aracın hasarının tazmin edildiğini, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.991,00 TL’nin davalılardan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı H. Sigorta A.Ş vekili, müvekkili Tarafından trafik sigorta poliçesinin 19/08/2012 tarihinde düzenlendiğini, taraflar arasındaki kaza tutanağında kaza tarihi 22/08/2012 olarak belirtilse yapılan araştırma sonucu kazanın 19/08/2012 tarihinde henüz trafik sigorta poliçesi tanzim edilmeden meydana geldiğinin anlaşıldığını, bu nedenle rizikonun teminat kapsamında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. K.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kazanın 19/08/2012 tarihinde henüz trafik sigorta poliçesi düzenlenmeden meydana geldiği gerekçesiyle davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine, 2.991,00 TL’nin davalı Abdullah’tan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan araç ile davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araç arasında kaza meydana gelmiş, sürücüler arasında düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında kaza tarihi 22/08/2012 tarihi olarak belirtilmiştir. Kaza tutanağı sürücüler tarafından imzalanmış olup aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerdendir. Davalılardan H. Sigorta AŞ vekili, kaza tutanak tarihinin doğru olmadığını, kazanın trafik poliçesinin düzenlendiği 19/08/2012 tarihinde düzenlenme saati 14.05’ten önce gerçekleştiğini savunmuş, davalı sigorta şirketinin araştırma raporunda bilgi veren ve mahkemece tanık olarak dinlenen kaza tespit tutanağı tanığı M.. V.. da davalı sigorta şirketinin savunmasını doğrulamıştır.
Ancak, 01.04.2008 tarihinde yürürlüğe giren Yalnız Maddi Hasarla Sonuçlanan Trafik Kazalarında Taraflarca Doldurulacak Kaza Tespit Tutanaklarına İlişkin Genelge (28.12.2007 Sayı: 2007/ 27) gereği, maddi hasarlı trafik kazasına karışan taraflar, kazanın oluşumu ile ilgili aralarında anlaşma sağlamaları halinde kaza tespit tutanağını kendileri düzenleyip olay yerinden ayrılabilmektedirler. Anılan genelgede belirtilen esaslara göre düzenlenen tutanak, trafik zabıtasınca düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağı hükmünde olup aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğindedir. Tutanağın aksi yönündeki ispat külfeti M.K.’nun 6. ve TTK’nun 1281/2.maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketine aittir. Tanık beyanı resmi belge niteliğindeki tutanağın aksini ispata yeterli değildir. Davalı sigorta şirketi, rizikonun teminat dışında kaldığı iddiasını somut delillerle ispat edemediği halde yazılı şekilde davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.