Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/1048 E. 2014/1948 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1048
KARAR NO : 2014/1948
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2013
NUMARASI : 2013/248-2013/481

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili müvekkiline ait davalıya kasko sigortalı aracın trafik kazası sonucu hasarlandığını ve başvuruya rağmen davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını bildirerek eksper raporu taraflarına verilmediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle beraber tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazanın araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle meydana geldiği belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre dava tarihi itibariyle davacı tarafın alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirleyebileceği sabit olduğu halde belirsiz alacak davası açıldığı bildirilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen hasar nedeniyle davalı kasko sigorta şirketinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacıya ait, davalıya kasko sigortalı araçta trafik kazası sonucu meydana gelen gerçek zarar miktarı, aracın onarımının olanaklı olup olmadığı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen araçta kaza sonucu oluşan hasar tutarının tespiti, yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacaktır. Bilirkişi trafik kazasına karışan davacıya ait aracın hasar sonrası durumunu inceleyerek aracın onarımının mı yoksa pertinin mi olanaklı olup olmadığı belirleyip, yapacağı değerlendirme üzerine davalıdan talep edilebilecek alacak miktarını saptayacaktır.
Bu durumda araç hasarına ilişkin dava konusu talep miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmadığı anlaşıldığından yargılamanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.02.2014 gününde Başkan A.V.. ve üye A.O…’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-
Dava, trafik kazası sonucu oluşan, araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Davacının tazminat alacağının belirsiz alacak olmadığı, bu nedenle HMK 107.maddesinde öngörülen belirsiz alacak davası şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir.
HMK’nun 107.maddesine göre belirsiz alacak davası açılabilmesi için davacının dava tarihinde alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyememesi ya da bu belirlemenin imkansız olması gerekmektedir.
Yasanın bu açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere, davacı dava tarihine kadar şeritli yollar ile alacağının tutarını belirleyebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açamaz. Tam tazminat davası açması gerekir. Zira HMK 119/ğ maddesinde açıkça talep sonucunun yanılması emredilmiştir. Bu emir hüküm karşısında davacı dava tarihinde alacağını tam olarak belirleyemediği takdirde ya kısmi dava açacak ve dava dışı tuttuğu kısım açısından zamanaşımı riskini taşıyacak ya da alacağını mümkün olduğu kadar yüksek gösterecek, bu durumda ise kısmi retle karşılaşarak gereksiz yargılama giderini üstlenmek zorunda kalacaktır. Yasa koyucu zarar görenin bu risklerini önlemek amacıyla dava tarihinde tam ve kesin olarak belirlenemeyen veya belirlenmesi olanaksız olan tazminat tutarlarını dava konusu edebilmek için yeni bir müessese öngörerek belirsiz alacak dava yolunu açmıştır.
Davacı açısından zamanaşımı ve gereksiz yargılama giderleri riskini ortadan kaldıran belirsiz alacak davasının tümüyle davalı aleyhine yorumlamamak gerekir. HMK’nun 107/1 maddesinde “alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ve değeri belirtmek suretiyle” belirsiz alacak davası açabilir. Buna göre davacı hukuki ilişkiyi ve asgari miktar belirlerken iyiniyet kapsamından kendisinin belirleyebildiği en az miktarı göstermek zorundadır. Belirsiz kısım ise dava tarihine kadar belirlenememiş kısım olmak zorundadır. Bu düzenleme dikkate alınıldığından davacı belittiği hukuki ilişki kapsamından 1.000 TL zararını tespit edebiliyorsa ve daha fazla zararı olduğunu da iddia ediyorsa belirsiz alacak davasını 100 TL üzerinden aşamayacaktır.
Somut olaya dönüldüğünde tazminata konu olay maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığından, davacı dava açmadan önce aracında oluşan hasarların asgari miktarını beliryebilecek durumdadır. Kısmi hasarlardan herhangi bir tamirciden bilgi almak, mümkün olduğu gibi, tam hasarda da aracın piyasa rayiç değeri ve sojtaj değeri de kolayca öğrenilebilir ve belirlenebilir.
O halde maddi hasarlı trafik kazasından araç hasarları belirsiz alacak davasına konu edilemez. Mahkemenin dava şartı yokluğuna dayalı red gerekçesi usul ve yasaya uygun olmakla kararın onanması görüşündeyiz.