YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10331
KARAR NO : 2014/11972
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) 30. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :11/12/2013
NUMARASI :2012/234-2013/353
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalı sigorta şirketine kaskolu aracın davalılar Vural ve F.. B..’ya 30 günlüğüne kiralandığını, kira dönemi içinde diğer davalı H.. Ş..’in yönetiminde iken tek taraflı trafik kazasında aracın hasarlandığını, ihbara rağmen davalı sigortacının zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 100.000 TL’nın kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı H.. Ş.., davacıya ait araç ile seyrederken viraja hızlı girmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve kazanın meydana geldiğini, araçta bulunan arkadaşlarının yaralandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı M. Genel Sigorta A.Ş vekili, sürücü değişikliği yapıldığını, doğru ihbar yükümlülüğüne uyulmadığını, ispat yükünün davacıya geçtiğini, sürücü değişikliğine ilişkin şikayet nedeniyle açılan hazırlık soruşturmasının devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar Vural ve F.. B.. hakkında açılan davanın reddine, davalılar H.. Ş.. ve M. Genel Sigorta A.Ş hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 85.000 TL’nın 1.6.2012 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile bu davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Mapfre Genel Sigorta A.Ş vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, aracın davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olduğuna, davacı tarafça davalı Vural ve Faruk Balkan’a kiralandığına ve sürücüsünün H.. Ş.. olduğuna dayanılarak, kasko sigorta sözleşmesine, kira sözleşmesine ve haksız fiil hükümlerine istinaden açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Mal sigortaları türünden olan Kasko Sigortası Genel Şartlarının teminat kapsamını belirleyen A.1.maddesine göre, gerek hareket ve gerekse durma halinde iken sigortalının veya araç kullananın iradesi dışında ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüsü sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan 6102 Sayılı YTTK’nun 1409/1 ve 1410.maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1410.maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değilde sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin KSGŞ’nın A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatıldığı şekilde olmakla birlikte; sigortalı KSGŞ’nın 1.5.maddesi ve YTTK’nun 1446.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefi-
yetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir husus sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu, hasarın sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; davacı şirkete ait aracı 11.6.2011/11.6.2012 vadeli kasko poliçesi ile davalı Mapfre Genel Sigorta A.Ş nezdinde sigortalanmıştır. Aracın rent-a car olarak kullanılacağı poliçede belirtilmiştir. Davacı şirket tarafından bu aracı, 17.6.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesiyle 30 günlüğüne, davalılar Vural ve F.. B.. tarafından kiralanmıştır. Sigortalı araç, 31.5.2012 tarihinde 02.45’te tek taraflı kazada hasarlanmış, kaza tesbit tutanağında sürücü olarak davalı H.. Ş.. gösterilmiştir. H.. Ş.. ile araçta bulunan C. A.ve S. A.da karakolda alınan ifadelerinde sürücünün Hayri olduğunu söylemişlerdir. H.. Ş..’in basit tıbbi müdahale ile giderilecek durumda olduğu, alkollü olmadığı 31.5.2012 tarihli hastane raporundan anlaşılmaktadır. Araçta bulunan C. A.’ün kırık oluşacak şekilde yaralandığı, S.A.’ın göz kapağında ve çenesinde kesikler meydana geldiği, kanında 119.5 promil etil alkol bulunduğu aynı tarihli hastane raporlarında belirtilmiştir. H.. Ş.. hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca, taksirle yaralamaya sebebiyet vermek ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçlarından sırasıyla şikayet bulunmadığından ve kasıt unsuru gerçekleşmediğinden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, sürücü değişikliği yapıldığını, sürücünün gerçekte H.. Ş.. olmadığını, kaza yerine sonradan çağrılarak getirildiğini, araçta bulunan diğer şahısların ağır yaralandığı ve aşırı alkollü olduğu kazada, yalnızca araç sürücüsü olduğu ileri sürülen H.. Ş..’in alkolsüz olması ve en ufak bir çizik dahi almamasının bu gerçeği ortaya koyduğunu, alkollü şahsın sürücü olduğunu, alkol sebebiyle sürücü değişikliği yapıldığını, bu durumun teminat kapsamında olmadığını ileri sürmüş; 22.11.2013 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, sigortalının ihbarda bulunma yükümlülüğünü ihlal ettiğini ispat külfetinin
davacıya geçtiğini, sürücü değişikliğine ilişkin Sakarya C.Başsavcılığı’nın 2012/14912 Hz. sayılı dosyası ile soruşturma açıldığını ve soruşturmanın derdest olduğunu belirterek, soruşturma sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı sigorta şirketince bildirilen hazırlık soruşturması dosyası araştırılmadan, davalı sigorta şirketi ile H.. Ş.. yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairece verilen geri çevirme kararı ile ilgili hazırlık dosyası celbedilmiş; incelenmesinde, Serdar Alemdar hakkında taksirle yaralamaya sebebiyet vermek, sanık H.. Ş.. hakkında suç üstlenme suçundan cezalandırılmaları istemiyle Sakarya Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açıldığı, iddianamede aracın sürücüsünün S. A. olduğu, alkollü olması sebebiyle cezadan kurtulmak amacıyla arkadaşı Hayri’yi arayarak olay yerine çağırdığı, Hayri’nin olay yerine giderek, sonradan kaza mahalline gelen görevli polislere kazayı kendisinin yaptığını beyan ederek suçu üstlendiği, Serdar ile Hayri’nin olay tarihinde telefon görüşmeleri yaptıklarının tespit edildiği, aynı araçta bulundukları iddia edilen kişilerin telefonla görüşmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı belirtilmiştir.
Sakarya 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/99 Esas sayılı dosyasında açılan davada, sanık H.. Ş.. savunmasında; karakolda verdiği ifadesinin doğru olmadığın, olay akşamı evinde olduğu sırada uzaktan akrabası olan C. A.’ün kendisini telefonla arayarak kaza yaptıklarını ve olay mahalline gelmesini istediğini, kaza mahallini gittiğinde oradakilerin kendisinin üstünü başını yartırarak sanri kaza geçirmiş gibi değişiklikler yaptıklarını, kendisisinin birşey olmaz denilerek suçu üstlenmeye ikna edildiğini, daha önce başına böyle bir olay gelmediğinden kabul ettiğini, kendisini kaza mahalline Cafer’in kardeşi Serdar’ın götürdüğünü, aracı kimin kullandığını kendisinin de bilmediğini söylemiştir.
Sulh Ceza Mahkemesinde açılan dava derdest olup, sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Ceza mahkemelerinde tesbit edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesi hakimini de bağlayacaktır.
Bu durumda mahkemece, Sakarya 1.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/99 Esas sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve ona göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M.Genel Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu davalı lehine BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı G.Sigorta A.Ş’ne geri verilmesine 18.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.