YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10326
KARAR NO : 2014/9728
KARAR TARİHİ : 12.06.2014
MAHKEMESİ : Burdur Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2010/262-2014/64
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki aracın davalıların müteahhitliğini yaptığı inşaat sahası yakınlarındaki yola hiç bir işaretleme yapmadan döktükleri toprak yığınına çarpması sonucunda oluşan trafik kazasında aracın hasarlandığını ve değer kaybına uğradığını, kazanın oluşunda davalı tarafın kusurlu bulunduğunu belirterek 2.081,16 hasar bedeli 1000,00TL değer kaybı ve 2000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, söz konusu toprak yığını ile ilgilerinin bulunmadığını, kazanın davacının kusuru ile gerçekleşmiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimseen bilirkişi raporuna dayanılarak; 1.722,60 TL.’nin olay tarihi olan 01/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile ile 500,00 TL. manevi tazminatın olay tarihi olan 01/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Somut olayda davacı tanığının beyanına göre davacının vücudunda küçük zedelenmeler bulunduğu belirtildiğinden hüküm kurma yoluna gidilmiş ise de; davacının yaralandığına dair doktor raporları vs delil bulunmadığı, kaza tespit tutanağında da bu yönde bir bilgi verilmediği, dava dilekçesinde yaralanma nedeniyle değil, kazadan dolayı duyulan elem ve ızdıraba karşılık manevi tazminat isteminde bulunduğu dikkate alındığında, manevi tazminat isteme şartları oluşmadığından bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.