YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10292
KARAR NO : 2014/11766
KARAR TARİHİ : 15.09.2014
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/180-2013/332
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi dışında davacılar vekili ile süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili müvekkillerinden D.. D..’ün maliki, C.. D..’ün sürücüsü olduğu aracın, davalı L.. A..’ye trafik sigortalı aracın kırmızı ışık ihlali yaparak çarpması sonucu hasarlandığını belirtip, hasar tutarı olan 9.000,00 TL’nin davalıdan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, kaza tutanağında anlatılan ile kazanın gerçekte oluş şeklinin birbiriyle uyuşmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, tazminat miktarının fahiş olduğunu ve faiz isteminin hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile davalının Mersin 5. İcra Müdürlüğü’nün 2012/6502 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.771,00 TL ana para yönünden iptaline ve takibin bu miktar açısından devamına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde :
Mahkeme hükmü davacılar vekiline 09.01.2014 tarihinde, davalı vekilinin temyiz dilekçesi de 22.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi, HUMK’.nin 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre ile 433. maddesindeki 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 16.05.2014 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı L.. A.. vekilinin temyiz istemine gelince:
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
a- Tazminat davasında davacı olma ehliyeti (aktif husumet) kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar gören kişiye ait bulunmaktadır. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet v.s.) elinde bulunduran zilyedi de onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorunda olduğundan, zarar bedelini zarar sorumlularından talep etme hakkına sahip olacaktır.
Somut olayda; araç maliki (işleten) D.. D.. zarar bedelinin tahsili için dava açmış olduğundan, bu durumda araç sürücüsü olan Cumali Dadük’ün dava açmakta hukuki yararının, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, bu davacının davasının mahkemece aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
b- Yargılama sırasında düzenlenen 01.04.2013 günlü bilirkişi raporunda davacıya ait araçtaki hasarın tamirinin ekonomik olduğu hasar bedelinin 650,00 TL değer kaybı ile birlikte toplam 3.883,58 TL olduğu saptanmıştır. Hükme esas alınan 21.12.2013 günlü bilirkişi raporunda ise 1.000,00 TL değer kaybı ile birlikte toplam zararın 6.771,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporları arasında hasar miktarı ve değer kaybı bedelleri yönünden açık bir çelişki bulunmaktadır. Raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişiden dava dosyası kapsamı, kaza tespit tutanağı, tespit bilirkişi raporu, önceki bilirkişi raporları, ekspertiz raporu ve diğer deliller incelenerek aracın ayrıntılı şekilde hasar kalemleri ve onarım bedeli ve araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin belirlenmesi hususlarında ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ve çelişkileri giderici nitelikte bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu için hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı L.. A.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 15.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.