Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/10239 E. 2016/393 K. 14.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10239
KARAR NO : 2016/393
KARAR TARİHİ : 14.01.2016

MAHKEMESİ :……Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı……..vekili ile davalılar ……. ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu araçların karıştığı çift taraflı trafik kazasında müvekkillerinin çocuğu ve kardeşi olan …..’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve baba için ayrı ayrı 40.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacı kardeşler için ise ayrı ayrı 10.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 160.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar……. ve … vekili; derdestlik bulunduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, zararın sigorta şirketi tarafından karşılandığını ve müvekkil şirket ile kazaya karışan aracın ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Mesut Kaya vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı kardeşlerin davaya katılmadıklarından manevi tazminat talep edemeyeceklerini ve talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ….. için 1.946,24 TL, davacı ….. için 2.416,56 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan, davacı …… için 20.000,00 TL, davacı …… için 20.000,00 TL, davacı …… için 10.000,00 TL ve davacı …… için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın (davalı …. Kaya davacılar ……. ve ….. için her birine karşı 2.860,00 TL,…… ve ….. için 1.430,00 TL manevi tazminatla sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) davalılar …, … ve ……..’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davalı ……. Yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı …… vekili ile davalılar ……… ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ……… vekilinin tüm, davacılar vekili ve davalılar ………. ve … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işleten sıfatının üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa’nın 3. maddesinde, “işleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu
kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; kazaya karışan …… plakalı araç trafik kayıtlarında … adına kayıtlıdır. Aracın üzerinde davalı şirkete ait logo ve resimlerin bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Nitekim aracın ruhsat kayıtlarında logo ve yazı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu aracın sürücüsü olan davalı … kazadan sonraki ifadesinde “çalıştığım …… isimli şirkete ait ….. plakalı araçla” seyir ederken kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir. Yine dava dilekçesine ekli bulunan ve davalı ……… adına kaşelenmiş “Şirket araçları” başlıklı listede…….. plakalı ….. marka araçta şirkete ait araçlar arasında gösterilmiştir. Yine kayıt maliki …, davalı şirketin kurucuları arasındadır. Tüm bu hususlar birlikte nazara alındığında her ne kadar davalı …. dava konusu aracın kayden maliki olmasa da, söz konusu aracı kendi nam ve hesabına kullandığından aracın işletenidir. Bu nedenle meydana gelen zarardan işleten sıfatıyla sorumludur.
Bu durumda mahkemece, davalı ………’nin işleten olduğu nazara alınarak bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacıların maruz kaldığı destekten yoksun kalma tazminatının belirlenebilmesi için desteğin gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken desteğin gelirine etki eden muhtemel durumlarında nazara alınması gerekir. Gelire etki eden muhtemel durumlar ise; salt soyut beyan ve tahminlerle değil olağan hayat tecrübelerine göre gerçekleşmesi genel olarak
beklenilen verilerle belirlenebilir. Böyle bir durumun varlığı halinde desteğin geliri asgari ücret miktarının üzerinde olabileceğinden emsal gelir araştırması yapılmalıdır.
Davacılar vekili desteğin ……. Üniversitesi Turizm Meslek Yüksek Okulu’nda öğrenci olduğunu beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Bilindiği üzere asgari ücret, ülkemizde bir çalışan için çalışmasının karşılığı olarak verilmesi gereken en az ücret olup çalışanın özellikleri ve yaptığı işe göre aldığı ücret, asgari ücret miktarının üzerinde olabilir.
Mahkemece desteğin öğrenci olup olmadığı hususunda araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle desteğin gelirine ilişkin olarak yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumca mahkemece, desteğin öğrencilik durumunun araştırılması, ilgili üniversiteden desteğe ait öğrenim bilgilerinin istenilmesi, desteğin öğrenci olduğunun tespit edilmesi halinde, mezun olduğunda mesleğine göre emsal gelir araştırma yapılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması, gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak desteğin gerçek gelirinin tespiti ile sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davalı …….. ve … vekilinin, vekalet ücreti yönünden sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …….vekilinin tüm, davacılar vekili ve davalılar …….. ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle vekalet ücreti yönünden sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,14.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.