YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10032
KARAR NO : 2014/11963
KARAR TARİHİ : 18.09.2014
MAHKEMESİ :Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :08/05/2012
NUMARASI :2011/124-2012/375
Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, Ankara 7.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8190 sayılı takip dosyasından 27.1.2011 tarihinde haczedilen menkullerin borçluya ait olduğunu, borçlunun haciz adresindeki faaliyetine son vermesinden hemen sonra 3.kişinin faaliyete başladığını, aralarında muvazaalı devir ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haciz adresinde müvekkilinin faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin dava dışı Loft firmasının yeri bayisi olduğunu, borçlunun haciz adresinin eski kiracısı ve eski bayii olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece haczin davalı 3.kişiye ait adreste yapıldığı, 3.kişinin dava dışı Loft firmasının yetkili bayiisi olduğu, aralarında bayiilik ve alt kira sözleşmesi bulunduğu, 3.kişi ile borçlu arasında muvazaalı devir ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki belgelerden ve davalı 3.kişi şirket beyan ve delillerinden borçlu şirketin “Loft” marka ürünleri satan bayii konumunda olduğu ve anılan marka sahibi firmanın işyerlerini kendi kiralayarak alt kiracı olarak bayiilerine verdiği sabittir. Davalı 3.kişi şirketin borcun doğumundan sonra borçlu şirket ortağı A. K.’ın kardeşi, diğer borçlu ortağı Z. K.ın kızı H. K. adına %50 ortak olacak şekilde yine aynı marka ürünün satış bayiisi olarak kurulduğu tespit edilmiştir. Yine 3.kişinin dayandığı faturalar borcun doğumundan sonraki tarihli olduğu gibi ayırt edici nitelikte de değildir.
Bu olgular, davalı 3.kişinin borcun doğumundan sonra, borçlu şirket ortakları ile yakın organik bağ bulunan kişi adına, aynı konuda faaliyet göstermek üzere kurulduğu ve yeni kurulan şirkete mal devri yapıldığı, yapılan işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı örtülü işyeri devri niteliğinde olduğundan davacı alacaklı yönünden hüküm ifade etmeyeceği açıktır.
Mahkemece tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 18.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.