YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10025
KARAR NO : 2014/9880
KARAR TARİHİ : 24.06.2014
MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 2013/89-2013/628
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkil Ş.. B.. aleyhine 04.06.2009 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı sigortalı araca verilen hasardan bakiye 3.409,85-TL’den kaynaklı rücuen tazminat alacağına istinaden İzmir 12. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10873 sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davacının söz konusu kazaya karışan … plakalı aracı İdris Akın isimli şahsa kazadan önce devrettiğini, davacının takibe konu borca karşılık olmak üzere çalışmakta olduğu iş yerinden maaş üzerine konulan haciz ile toplamda 492,00-TL maaşından kesinti yapılarak ilgili icra dosyasına gönderildiğini belirtmiş, bu sebeplerle borçlu olmadığının tespiti ile 492,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, hasara neden olan aracın trafik tescil müdürlüğünde Ş.. B.. adına kayıtlı olması nedeniyle işlemlere devam edildiğini ve araç üzerine haciz konduğunu, noter satışı sonrası tescil işlemini yapmayan tarafların yasal olarak sorumlu olduklarını, bununla birlikte aracın tescil seyrine bakıldığında sonrasında aracın tekrar satış işleminin iptal edilerek Ş.. B.. adına tescil edildiğini, bu durumun muvazaalı bir işlem niteliğinde olduğunu, davacının borca en başından beri bir itirazının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası kaynaklı ödenen meblağın istirdadına ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmişse de, anılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmemesi sonucu davalı tarafından maaşına haciz konulmuştur. İİK’nun 72. maddesine göre “borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmü getirilmiştir. Yine aynı maddenin 7. fıkrasında; “takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü yerverilmiştir.
Somut olaya göre; davacı aracını kaza tarihinden önce devrettiğini belirtmiştir. Mahkeme, gerekçesinde de kabul ettiği üzere, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/112 Esas sayılı dosyasına göre, Ş.. B.. aracı kaza tarihinden önce devrettiği gerekçesi ile pasif husumet ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın reddine karar verilmiş ve dava kesinleşmiştir.
Menfi tespit ve istirdat davasının özelliği gereğince anılan takibin kesinleşmiş olması ve paranın ödenmiş olması davalı yönünden kazanılmış hak meydana getirmez. Davacı, icra takibi sonucu haksız ödediği parayı genel hükümler dairesinde isteyebilir.
Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmen BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.