YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/999
KARAR NO : 2014/7087
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2012
NUMARASI : 2011/717-2012/1195
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Şişli 6.İcra Müdürlüğünün 2011/49 sayılı takip dosyasından, 11.02.2011 tarihinde davacıya ait işyerindeki malların haczedildiğini, borçlu ile bir ilgisinin olmadığını belirterek, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirket yetkilisi A..A.. davalı alacaklıdan satın aldığı malları,kardeşi Ü.. A.. yetkilisi olduğu davacı 3.kişi şirkete geçirdiğini, davacı ve borçlunun mal kaçırma amacı ile birlikte hareket ettiklerinden, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, ödeme emrinin borçluya haczi adresinden farklı bir adreste tebliğ edildiği, borçlu ve davacı şirket arasında bir ilgi bulunmadığı, mülkiyet karinesinin davacı yararına olduğu ve karine aksinin ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İ.İ.K’nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki belgelerden, takip konusu borcun davalı alacaklı tarafından borçlu şirkete satılan avize bedelinden kaynaklandığı ve buna ilişkin olarak 30.12.2010 tarihli çek düzenlendiği sabittir.
Ticaret Sicil kayıtlarına göre, davacı ve borçlu şirket ortakları arasında organik bağ olmamakla birlikte ,borçlu şirketin müdürü olan A.. A.. davacı şirket ortağı Ü..A.. kardeşi olduğu ve davacı şirketin çek tarihi ile aynı gün 30.12.2011 tarihinde haciz adresinde kurulduğu görülmüştür.Ticari hayatta çek vadeli ödeme aracı olarak kullanıldığından,3.kişi şirketin kuruluşu borcun doğumundan sonra olup aynı alanda faaliyette bulunmaktadırlar.
Davalı alacaklı,haczedilen malların kendisi tarafından borçluya satılan mallar olduğunu belirtmesine rağmen, davacı şirket tarafından haczedilen malların bir başka şirketten satın alındığına ilişkin bir belge de sunulmamıştır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, borcun doğumundan sonra fiili ve hukuku bağ bulunan davacı şirketin kurularak, alacaklıdan satın alınan malların davacı şirkete devri, alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğundan alacaklının haklarını etkilemeyeceği açık olup mahkemece davanın reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulünü karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı (alacaklı)’ya geri verilmesine 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.