Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/9775 E. 2014/11717 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9775
KARAR NO : 2014/11717
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2008/334-2012/601

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacıya çarparak ağır derecede yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davacının olay nedeniyle ameliyatlar geçirdiğini ve tedavisinin devam ettiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL. fatura edilemeyen (kaçınılmaz) tedavi gideri zararı ile 55.000,00 TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat talebinin 8.000,00 TL. yönünden, manevi tazminat talebinin ise 5.000,00 TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, trafik kazası sonucu yaralanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Olay hakkında resmi görevli memurlarca düzenlenen ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli 13.10.2006 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda olay sırasında elinde bisikleti ile yolun karşısına geçen davacı yayanın kırmızı ışık ihlali nedeniyle tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Yargılama sırasında mahkemece Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 22.3.2012 tarihli raporda davalı tarafın % 25, davacının ise % 75 kusurlu bulunduğu bildirilmiş, itiraz üzerine mahkemece yine Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan başka bilirkişi heyetinin düzenlediği 31.8.2012 tarihli raporda ise önceki bilirkişi raporları da değerlendirilerek ceza yargılaması sırasında düzenlenen ve hükme esas alınan 10.11.2010 tarihli bilirkişi heyeti raporunun oluşa uygun bulunduğu, buna göre olayda davalı tarafın % 80, davacının ise % 20 oranında kusurlu bulundukları belirtilmiş, mahkemece 31.8.2012 tarihli bu rapor benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Olaya ilişkin olarak Konya 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/935 E. 2011/164 sayılı dosyası ile görülen ceza davasının yargılaması sonucu hükme esas alınan ve İTÜ Karayolu Trafik Kürsüsünde görevli öğretim üyeleri tarafından düzenlenen 10.11.2010 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ceza dosyasındaki önceki bilirkişi raporları da irdelenerek davalı tarafın olayda asli davacının ise tali kusurlu olduğu ifade edilmiş olup, Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi (6098 S.TBK’nun 74.maddesi) uyarınca, hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı olmayıp, ceza mahkemesince belirlenen maddi olgu ile bağlı olacak olmasına karşın, ceza yargılaması sonunda mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan anılan bilirkişi raporunun eldeki dava yönünden hükme esas alınamayacağı açıktır.
Buna göre, kusur oranları yönünden kaza tespit tutanağı ile yargılama sırasında alınan raporlar arasında çelişki meydana geldiğinin kabulü gerekir.
O halde, mahkemece dosyanın Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, önceki bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriği birlikte irdelenerek, oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-) Bozma neden ve şekline göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin kusur oranına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ve davacıya geri verilmesine 15.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.