Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/9647 E. 2014/13603 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9647
KARAR NO : 2014/13603
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2012/256-2012/227

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkili Muzaffer idaresindeki araçla davalı M.. A..’ın idaresindeki aracın karıştığı kazada müvekkillerinin yaralandığını, davacı Muzaffer adına kayıtlı olan tarlaların hasat döneminde olduğunu, yaralanması nedeniyle hasadın yapılamadığını, çilek, arpa ve erik hasadından dolayı kaza tarihinde ve bir yıl sonrasında 49.200,00.-TL zararlarının bulunduğunu belirterek, 49.200,00.-TL maddi tazminatın ve ayrıca davacılar için ayrı ayrı 15.000,00.-TL olmak üzere toplam 30.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı M.. A.. vekili, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacıların haksız fiil nedeniyle uğramış oldukları bedensel zararları değil tarlalarındaki mahsulleri kaldıramamalarından ve mahrum kalınan kazancı talep etmiş iseler de trafik kazasından kaynaklanan haksız fiillerde ancak bedensel zararların talep edilebileceği davacıların bedensel zararlarına dayanmayan ürün bedeli ve mahrum kalınan kazancı talep edemeyecekleri gerekçesi ile maddi tazminat taleplerinin reddine, Muzaffer için 8.000,00.-TL, Nazife için 6.000,00.-TL olmak üzere toplam 14.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve BK’nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davalı M.. A.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayanın tedavi giderleri yanında, işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı da dahildir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen zarar gören kişi hüküm anında tamamen iyileşmiş, çalışma gücündeki azalma ortadan kalmış ise; çalışma gücünün kaybı nedeniyle istenebilecek tazminat, zarar görenin iyileşme anına kadar çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan kazanç kayıplarından ibarettir. Buna karşın çalışma gücündeki kayıp daimi nitelikte ise yani maluliyeti sonuçlamış ise bu durumda yaşam faaliyetleri ve çalışma hayatının sürdürülebilmesi için daha fazla efor sarfı gerektiğinden ortaya çıkan zarar ihlale uğrayanın yaşamı süresince devam edeceğinden yaşam sonuna kadar talep edilebilecektir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama süresince beyanlarını içerir dilekçelerinden müvekkilinin çiftçilik faaliyetinde bulunduğunu, kazanın gerçekleştiği yıl ve ertesi yıl kaza nedeni ile ürünlerinin hasadı ile ilgilenemediğini iddia etmiş olması bakımından geçici çalışma gücü kaybı dönemine ilişkin zararının tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır. Buna karşın mahkemece davacının talebi ürün kaybına ilişkin olarak değerlendirilerek maddi tazminata yönelik isteminin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı geçici çalışma gücü kaybına ilişkin zararın tazminini talep etmiş olması bakımından öncelikle iyileşme süresinin belirlenmesi ve akabinde davacı gibi aylık net sabit geliri olmayan tarımsal faaliyet icra eden, ticari işletmesi bulunan veya serbest olarak mesleki çalışma yapan kişiler yönünden işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden belirlenen geçici çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan mahkemece bu yönlerden araştırma yapılması gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. A.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 748,44 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı M.. A..’dan alınmasına 16.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.