YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9631
KARAR NO : 2014/10355
KARAR TARİHİ : 01.07.2014
MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2012/558-2012/381
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı (3.kişi) vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 1.7.2014 Salı günü davacı (3.kişi) vekili Av. Y.. D.. ile davalı (alacaklı) vekili Av. U. S… geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, davalı vergi idaresinin 6183 sayılı Yasa gereğince yaptığı takip sırasında, borçlu M. Ö..’in, vergi borcundan dolayı haczedilen taşınmazın 1/2 hissesini borçludan gayrimenkul satış vadi sözleşmesi ile satın aldığını ve tapuya şerh verildiğini, daha sonra Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/732 Esas ve 2011/603 Karar sayalı ilamı ile adına tesciline karar verildiğini belirterek davalı alacaklı vergi idaresi tarafından konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, mükellef … Petrol Ltd.Şti’nin vergi borcundan dolayı ortağı M. Ö.. adına kayıklı taşınmaza 24.02.2010 tarihinde haciz konulduğunu,davacı lehine verilen tescil kararının bu tarihten sonra olduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, noterden yapılan ve tapuya şerh verilmiş satış vadi sözleşmesinin mülkiyeti nakletmeyeceği,amme alacağı nedeni ile konulan haciz ve borç tarihinin tescil tarihinden önce olduğu, borçluya yapılan haciz bildirimine itiraz edilmediğinde bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı yasadan kaynaklanan istihkak davasına ilişkindir.
Tapuya şerh edilmiş geçerli bir gayrimenkul satış vadi sözleşmesi lehtarı davacı 3.kişi sınırlı bir ayni hak sahibi olup bu hak davalı idarenin haczinden önce doğmuştur.Bu sözleşme, şerh tarihinden itibaren 5 yıl süre ile o taşınmaz üzerindeki sonradan kazanılan hakların sahiplerine ileri sürülebilir.(MK’nun 1009 ve Tapu k.26)Bu halde sözleşmenin tapuya şerhinden sonra 5 yıl içinde tapu kaydına konulan haciz, satış vadi alacaklısının haklarını etkilemez.
Somut olayda, davacı 3.kişi ve borçlu arasında yapılan noterde düzenlenen gayrimenkul satış vadi sözleşmesi 28.01.2009 tarihinde tapuya şerh edilmiş, davalı alacaklının haczi ise 24.02.2010 tarihinde tapuya işlenmiş ve 16.01.2012 tarihinde kesinleşen karar ile de davacı adına tesciline karar verilmiştir. Borçlunun haczi itiraz etmemiş olması davacı 3.kişi aleyhine bir sonuç doğurması düşünülemez.
Bu durumda, mahkemece davacı 3.kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlanın kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalı alacaklıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacı 3.kişiye verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 01.07.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.