YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8752
KARAR NO : 2014/9556
KARAR TARİHİ : 12.06.2014
MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2011/1-2013/42
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu 2 aracın çarpması sonucu Polat Ali Can idaresindeki araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği Ferhat’ın vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak anne ve baba için 1.000,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca anne ve baba için ayrı ayrı 25.000,00.-TL, kardeşler için ayrı ayrı 12.500,00.-TL olmak üzere toplam 75.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı A. Türk Sigorta A.Ş. vekili, davacılara ödeme yapıldığını ve sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı G.. A.. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş. vekili, aracın uzun süreli olarak kiralandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Y.. K.. vekili, kusurun müvekkilinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Polat Ali Can vekili, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücü Yusuf’un % 80, davalı sürücü Polat Ali’nin ise % 20 kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile anne ve baba için toplam 42.166,66.-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden dava, diğer davalılardan olay tarihinden, ayrıca anne ve baba için ayrı ayrı 25.000,00.-TL, kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00.-TL olmak üzere toplam 70.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu’nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve BK m. 47 (6098 sayılı TBK m. 56) manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere İşlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş. olup, davalı, aracın kazadan önce dava dışı Pref İstinye Gayrimenkul Geliştirme Yap. İnş. ve Tic. Ltd. Şti.’ne uzun süreli kiralanmış olduğunu savunmuş ve buna ilişkin olarak kira sözleşmesini ve buna ilişkin faturaları delil olarak ibraz etmiştir. Mahkemece bu savunma üzerinde durularak işleten sıfatı yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Buna göre yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ile dava dışı şirket arasındaki kiralama sözleşmesi dikkate alınarak, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlan üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı D. Tur. Oto. San. ve Tic. A.Ş.’ne geri verilmesine 12.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.