Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/8639 E. 2014/7432 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8639
KARAR NO : 2014/7432
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2012
NUMARASI : 2011/135-2012/565

Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin annesi olan yaya S..U…, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın 12.10.2009 tarihinde çarpması neticesinde 15.10.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin kendisinden önce vefat eden eşinden almakta olduğu maaşından dolayı davacıya yardımlarda bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 6.030,90 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı M.. Y.. vekili, müvekkilinin olayda kusurunun olmadığını, murisin kızı olan davacının tek mirasçı olmadığını ve maddi anlamda murisin destek olmasının mümkün olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı İl Özel İdaresi vekili, davacının annesinin desteğinden yoksun kaldığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının evli ve sosyal güvenlik haklarının bulunduğunu savunarak davanın reddinin istemiştir.
Davalı D.. A… vekili, davacının yaşının büyük ve evli olduğunu, murisin desteğine muhtaç olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı sürücü ve muris yayanın eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle 6.030,90 TL maddi tazminatın davalılardan 15.10.2009 tarihinden itibaren (davalı D.. A… den dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL
manevi tazminatın 15.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar M.. Y.. ve İl Özel İdare Müdürlüğünden müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davacı vekilinin tüm, davalıların aşağıdaki (2) ve (3) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazasındaki ölümden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Davacı vekili, müvekkilinin annesinin vefat etmeden önce kendisinden önce vefat etmiş olan eşinden (davacının babasından) dolayı almış olduğu emekli aylığından her ay düzenli olarak 200-300 TL davacıya yardımda bulunduğunu ileri sürmektedir. Somut olayda destek 75 yaşında vefat etmiştir. Mirasçı olarak geriye 1959 doğumlu davacı kızı ve 1954 doğumlu dava dışı oğlu kalmıştır. Dosya içerisindeki nüfus kaydı, sosyal-ekonomik durum araştırmasından davacının kaza tarihi itibarıyla 49 yaşında ve evli olduğu, eşiyle birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Davacı, vefat edenin çocuğu olarak destek alma ihtiyaç yaşından çıkmıştır ve geçimi eşi tarafından sağlanmaktadır. Bu halde, davacının vefat edenin sağlığında kendisine düzenli olarak yardımda bulunduğunu ispatlaması gerektiği halde dosya içerisinde ispata yarar bilgi ve belgeye rastlanamamıştır. Mahkemece, davacının tanık olarak bildirdiği E.. Ş.. ve F.. K.. dinlenerek ve delilleri değerlendirilerek, davacının destekten yoksun kalıp kalmadığının açıkça tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
3)Kabule göre de, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğini kaybedenin yoksun kaldığı yardımı karşılamak için öngörülmüştür. Tazminatın tespitinde başka hak sahipleri olup olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Desteğin mirasçısı olarak iki çocuğu kaldığına göre murisin çocuklarına ayıracağı kabul edilen payın yarısının davacının destekten yoksun kalma zararı olduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde verilen hüküm doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar K.. M.., D.. A… ve M.. Y.. yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 111,95 TL fazla alınan temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar D.. A.. ve M.. Y..’a geri verilmesine 12.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.