YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8378
KARAR NO : 2014/6559
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/321-2013/18
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.04.2014 Salı günü davacı ve davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu 12.659.00 TL. ödeme yapıldığını ancak ödemenin davacının zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödenen miktarın mahsubu ile 7.000 TL. maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 23.049,52 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemenin faiz ile güncellenerek tazminattan mahsup edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile 23.049,52 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizce davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle davacının zararını karşılayıp karşılamadığının tespiti ile karşılamıyor ise karar tarihinde en yakın tarih itibariyle yeniden hesaplama yapılarak ödeme tarihinden rapor tarihine kadar olan yasal faizinin bilirkişi raporu ile belirlenen tazminattan mahsup edilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan raporda; ödeme tarihi itibariyle davacının destek zararının karşılanmadığı belirtilmiş, rapor tarihi itibariyle yeniden hesaplama yapılmış, ödenen miktara ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş faizde eklenerek belirlenen tazminattan mahsup edilerek hesaplama yapılmıştır.Ancak mahkemece verilen ilk karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından davalı yararına bozma yapılmış olmasına göre davalı yararına usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak Yargıtay bozma ilamından önce alınan aktüerya uzmanı bilirkişi rapor tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde bozma ilamından sonra alınan rapor tarihine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ;yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29.04.2014 tarihinde üye.’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Beden tamlığına karşı işlenen haksız fiillerde zararın gerçek miktar ve şumulü zamanla daha iyi anlaşılabileceğinden mümkün olduğu kadar geç bir tarihin esas alınması, bilirkişinin hüküm tarihine en yakın verileri (asgari ücret) nazara alarak raporunu düzenlemesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Asgari ücret kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu hususta usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi hakim bu durumu duruşmanın her aşamasında kendiliğinden gözetmelidir. Bu konuda bir talep olmasa dahi hakim bu hususu doğrudan doğruya gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.
Kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceğinden bozmadan sonra asgari ücretlerin artmış olması durumunda bu yeni artışlarında hesaplamada gözönünde tutulması gerekir. (HGK 17.12.1997 gün E97/10, K97/1074 sayı, 21 HD. 25.5.2000 gün 4100-4206 sayı, 4 HD. 18.12.2003 gün 8596-14191 sayı, 10 HD. 10.09.1996 gün 7580-6635 sayı vs.)
Somut olayda,
Yerel mahkemenin 25.2.2011 gün 2008/185 esas 2011/33 karar sayılı kararı davalının temyizi üzerine Dairece bozulmuş, yerel mahkemece bozmaya uyularak karar tarihindeki en yakın verilere (asgari ücret) göre yeniden rapor alınmış, bilirkişice davacı zararının 25.462,54 TL olduğu bildirilmiş, mahkemece bozulan ilk kararda olduğu gibi 23.049,52 TL tazminata hükmedilmiştir.
Yerel mahkemenin bozmadan sonra hüküm tarihindeki asgari ücrete göre ek rapor alarak, ek rapora göre hüküm tesis etmesinde Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına aykırı bir yön bulunmadığından davalının temyiz itirazının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.