Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/8370 E. 2014/16143 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8370
KARAR NO : 2014/16143
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2010/370-2013/91

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı N.. M..’nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlardan birini 2.5.2007 tarihinde davalı T.. Tekstil İnş. San ve Tic. Ltd. Şti.’ne, Yedpa SS İstanbul Oto. Yedek Parça Toplu İşyerleri Yapı Kooperatifindeki 8 nolu üyelik hakkı ile bu hakka bağlı olarak maliki olduğu iki taşınmazı 22.5.2008 tarihinde davalı S.. B.. T..’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, taşınmazlar satılmış ise nakten tazminata mahkemenin aksi kanıda olması halinde BK’nun 18.maddesi gereğice muvazaalı satış işleminin iptaline, haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu N.. M.. vekili,dava konusu taşınmazların inaçlı işlem gereği bedelsiz olarak müvekkilinin akrabası olan davalı Seyit Burhan ile ortağı olduğu davalı şirkete devredildiğini, bu konuda açtıkları tapu iptali davasının devam ettiğini, dava konusu devirlerin muvazaalı olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar S.. T.. ve T.. Tekstil İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. vekili, tarafların tacir olması nedeniyle Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, davacının 2006 yılında iflas ettiğini ve ticari faaliyetinin bulunmadığını, 22.5.2007 tarihli tasarrufun borçtan önce ve gerçek bedelle yapıldığını, 22.5.2008 tarihli satış içinde davalı borçluya 600.000 Euro ödendiğini, borçlu dava konusu taşınmazları tahliye etmediğinden aleyhine açılan men’i müdahale ecri misil davası ile hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, aciz belgesi sunulmadığını müvekkilinin kardeşinin torunu ile borçlunun oğlunun 6.12.2008 tarihinde evlendiğini, akrabalıkla olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı S.. T..’in 6.11.2011 tarihinde ölmesi üzerine mirasçıları vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, takip konusu alacağın iptali istenen tasarruflardan sonra doğduğu, Türkiye İş Bankasının 17.11.2012 tarihli yazısından 23.5.2008 tarihinde borçlunun oğlu A.. M..’nın 600.000 Euroyu nakit alarak Türk Lirasına çevirilip 1.171.800,00 TL olarak borçlunun sahip olduğu şirket adına yatırdığı, davalı 3.kişilerin kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasrrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,dava konusu 6430 parselin takip konusu borcun doğumundan önce satılmış olması nedeniyle bu parsel yönünden verilen red kararının doğru olmasına göre davacı vekilinin bu parsele yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazların reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu 6430 parsel yönünden dava, dava koşulu yokluğu nedeniyle reddedildiğinden bu parsel yönünden kendisini vekille temsil ettiren T.. Tekstil İnş.San ve Tic Ltd. Şti. yararına (borçlu davayı kabul ettiğinden vekalet ücreti takdirine yerolmadığına) AAÜT’nin 7.maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken bu yönde ayırım yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
3-Dava konusu 22.5.2008 tarihli tasarruf takip konusu 20.1.2008 tarihli borçtan sonra yapıldığından mahkemenin bu yöndeki (borcun tasarruftan sonra doğduğu) ret gerekçesi yerinde görülmemiştir. Anılan tasarruf yönünden bilirkişi tarafından belirlenen bedel ile davalı 3.kişi tarafından banka aracılığıyla ödenen bedel arasında misli fark bulunmadığından dava konusu tasarrufun İİK 278/3-2 madde gereğince iptali mümkün değildir. Ancak davalı borçlu ile 3.kişi S.. T..’in 2.5.2007 tarihli tasarruf ile tanıştıkları davalı borçlunun 22.5.2008 tarihinde sattığı dava konusu 11 ve 12 nolu dükkanları kira ödemeden 25.9.2012 tarihine kadar kullandığı, dava konusu dükkanlar hakkında davalı 3.kişi tarafından borçlu hakkında ancak satıştan yaklaşık iki yıl sonra 3.5.2010 tarihinde men’i müdahale, aylık 100,00 TL ecri misil ve 19.284,50 TL aidat alacağı için dava açıldığı, davalılar arasında 11.3.2009 tarihinde dava dışı şirket hisse devri yapıldığı,yine davalı borçlunun oğlu ile davalı 3.kişinin yeğeninin 6.12.2008 evlendiği anlaşılmaktadır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek 22.5.2008 tarihli tasarruf yönünden davalı 3.kişi S.. T..’in borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığı dolayısıyla İİK 280/1 madde kapsamında iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.