Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/8341 E. 2014/16035 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8341
KARAR NO : 2014/16035
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2012/126-2012/586

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu Selahattin aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Süleyman’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Süleyman vekili, dava konusu evi müvekkilinin akrabası vasıtası ile bulduğunu, üzerinde iki resmi kurumun haczi olduğunu bu borçları ödemek ve kalan kısmı borçluya ödemek kaydı ile satın aldığını ve haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı, diğer davalıyı tanımadığını evi 165.000,00 TL sattığını ve satıştan bir gün sonra tahliye ettiğini belirtmiştir.
Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmadığı, satışın kötü niyetle yapıldığının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece bedel farkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
İİK’nın 278/III-2 bendine göre akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde ve batıl olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda,dava konusu taşınmaz 23.02.2012 tarihinde 117,700,00 TL sına davalı üçüncü kişiye satılmıştır.Davalı Süleyman 165.000,00 TL satın aldığını beyan etmiş ise de bu iddiasını ispatı yönünde yazılı bir belge sunmamıştır.
Yapılacak işi, dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerinin bilirkişi vasıtası ile tesbit edilerek o tarihte üzerindeki haciz miktarı ile davalının tapudaki satış bedeli arasındaki fark karşılaştıralarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 17.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.