YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8327
KARAR NO : 2014/13909
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
MAHKEMESİ : Merzifon 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2011/519-2013/20
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.10.2014 Salı günü davacılar vekili Av. .ve davalı vekili Av. .geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların oğlu B. Ö.ün yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı kazada vefat ettiğini, aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığını, davacıların çocuklarının desteğinden mahrum kaldığını, G.. H..na yapılan başvuru üzerine 13.415 TL. ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı Aysel için 42.903,20 TL. Veyis için 20.093,82 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacılara ödeme yapılarak ibraname alındığını,araca ait trafik sgorta poliçesinin araştırılması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle illiyet bağının ortadan kalktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı Aysel için 42.903,20 TL. Veyis için 20.093,82 TL. maddi tazminatın 12.10.2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davalı tarafından yapılan ödemelerin temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faizinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı G.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve davanın olay yeri mahkemesi olan ortak yetkili mahkemede açılmış olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacıların oğlu B. Ö.ün yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada vefat ettiği, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı G.. H.. vekili desteğin araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle hatır taşıması ve ölen kişinin araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araçta bulunduğunu ve müterafik kusuru olduğu iddiasında bulunmuştur. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBKnun 51 ve 52. maddeleri (BK.nun 43 ve 44.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, davalının savunmaları üzerinde durularak, ceza mahkemesi dosyası getirilmesi, mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, zarar görenin sürücünün alkollü olduğunu bilip bilmediği hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Hakim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar tesisi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda desteğin sosyal ve ekonomik durum tespit yazısına göre otogarda çalıştığı ve asgari ücretin 1.75 katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de desteğin geliri net olarak belirlenmemiştir. Böyle bir davada davacıların zararının belirlenebilmesi için desteğin gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacılara bu konuda ispat imkanı verilmesi ve desteğin yaptığı işe göre çalıştığı belirtilen işyerinden kayıtları getirilerek olay tarihindeki geliri belirlenmeli, aksi halde çalıştığı iş ile ilgili meslek kuruluşlarına yazı yazılarak muhtemel gelirin tespit edilerek sonucuna göre tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Davacılar tarafından dava açılmadan önce davalı G.. H..’na başvuru yapılmış davalı tarafından 13.415 TL. ödeme yapılmıştır. Bu durumda mahkemece zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, ödemenin yapıldığı tarihteki verilere göre davacıların destek tazminatı hesaplanmalı,ödeme miktarı zararı karşılıyor ise talebin reddine, karşılamıyor ise yapılacak yeni hesaplamaya göre bulunan maluliyet zararından her davacı için ayrı ayrı yapılan ödemenin ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekirken açıklanan yönler gözetilmeden ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-6100 sayılı HMK.’nun 26.maddesine göre Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği belirtilmiştir. Mahkemece davacılar tarafından talep edilmediği halde davadan önce ödenen miktarın temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş olan faizinin de davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ;Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2,3 4, ve 5 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.