YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7882
KARAR NO : 2014/14410
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2010/178-2012/504
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı Ahmat ve Hasan vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı Mustafa aleyhine icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak mal bulunamadığını bu nedenle borçlunun dava konusu taşınmazını davalı oğlu Hasan’a onunda davalı Ahmet’e sattığını, bu satışlara ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Mustafa ve Hasan’ın baba oğul olmaları nedini ile bu davalılar arasındaki zatışın iptaline, davalı Ahmet’in kötü niyeti ispatlanmadığndan davanın reddine ve 90.000,00 TL nin davalı Hasan’dan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı Ahmat ve Hasan vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve davalı borçlu Mustafa ve Hasan’ın baba-oğul olup İİK’nun 278/3-1 göre aralarındaki tasarruf bağışlama niteliğinde bulnmasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İİK’nun 278 ve devamı maddelerine göre açılan iptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Somut olayda,6 adet takip dosyası yönünden dava açılmış, 2009/59 ve 2009/60 sayılı takip dosyalarındaki borç 06.11.2008 ve 10.01.2008 tarihlerinde keşide edilen çeklerden kaynaklanmış olup tasarruf tarihi ise 06.11.2008 olduğundan, tasarruf borcun doğumundan sonra
gerçekleşmiş olmakla karar yerindedir. Diğer 2009/348-74-58 ve 393 sayılı takip dosyalarındaki çek tarihleri tasarruftan sonraya aittir. Ancak, uygulamada temel ilişkinin çekin keşide tarihinden evvel kurulduğu halde borçlu tarafından borca karşılık ileri tarihli (vadeli) çekler keşide edildiği sıkça görülmektedir. Nitekim davacı alacaklı verdiği dilekçelerinde temel ilişkinin çeklerin keşide tarihlerinden önce var olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda davacı ile davalı borçlu arasındaki temel ilişkinin ve bunun doğum tarihine ilişkin bilgi ve belgelerin nelerden ibaret olduğu araştırılarak gerektiğinde ticari defterlerden de yararlanılarak bilirkişi incelemesi yapılarak oluşucak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Dosya içerisindeki belgelerden davalı borçlu Mustafa ile davalı Ahmet’in aynı iş kolunda faaliyette bulundukları, Ahmet’in yetkilisi olduğu şirketin borçlu Mustafa hakkında icra takibi yaptığı dolayısı ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğundan iyiniyetli olduğundan söz edilemez.
Bu nedenlerle, anılan davalı yönünden davanın reddi de isiabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin 3 nolu bentte açaklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 27.10.2014 günü oybirliği ile karar verildi.