YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7680
KARAR NO : 2014/9816
KARAR TARİHİ : 23.06.2014
MAHKEMESİ : Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2011/176-2013/49
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkilinin kullandığı araca çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik kazanç kaybı olarak 1.000,00 TL ile Konya B. Hastanesi’nde yapmış olduğu 7.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı V.. Y..’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.09.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 03/12/2012 tarihli ıslah dilekçesi, mahkemece, davacının bir kez davasını ıslah edebileceği gerekçesiyle dikkate alınmamıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL. maddi tazminatın kazanç kaybı olarak davalı V.. Y.. bakımından haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 11.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer davalı A. Sigorta AŞ bakımından ise poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihi olan 14/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı tarafın talep etmiş olduğu 7.000,00 TL’lik tedavi giderinin ise 6111 sayılı yasa gereği reddine, 10.000,00 TL. manevi tazminatın davalı V.. Y.. bakımından haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 11.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer davalı A. Sigorta AŞ bakımından ise poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihi olan 14/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağından davacı vekilinin ikinci ıslah dilekçesinin nazara alınmamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6111 sayılı yasa ile trafik kazasından kaynaklanan sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmış olup davacının talep ettiği tedavi giderleri yönünden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu ortadan kalkmakla birlikte, davalı V.. Y..’ın, haksız fiil sorumlusu olması nedeniyle, tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu devam ettiğinden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacının talep ettiği maddi tazminatın reddedilen kısmı yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince davalılar lehine 840,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.320,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.6.2014 gününde Üye E.S.Baydar’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 1.000,00 TL kazanç kaybı, 7.000,00 TL tedavi gideri davalılar V.. Y.. ve A. Sigorta A.Ş’den, 15.000,00 TL manevi tazminat da V.. Y..’dan talep edilmiş,
20.9.2011 günlü 1. Islah dilekçesi ile manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden de tahsili istenmiş,
3.12.2012 günlü 2. Islah dilekçesi ile de dava dilekçesinde 1.000,00 TL olarak talep edilen kazanç kaybı 2.970,00 TL olarak arttırılmış,
Mahkemece davada 2.kez ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile 3.12.2012 günlü dilekçe ile arttırılan bölüm yönünden hüküm kurulmamış,
Davacının 3.12.2012 günlü dilekçede talep ettiği maddi tazminata hükmolunması gerektiğine ilişkin temyiz itirazı sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda reddedilmiştir.
Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Dava trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi ve manevi tazminat davaları ayrı ayrı davalar olup, ayrı davalar olarak açılması mümkün olduğu gibi tek dava dilekçesi ile birlikte açılması da mümkündür. Bu halde objektif dava birleşmesi söz konusudur.
Her iki davanın da tek dilekçe ile açılması halinde tahkikatları farklı olduğu gibi hukuki sonuçları da farklıdır. Her dava (maddi-manevi) için ayrı ayrı hüküm kurulmakta yargılama giderlerine hükmedilmektedir. Her dava bağımsızlığını korumaktadır.
Somut uyuşmazlıkta maddi ve manevi tazminat davaları dava dilekçesinde birlikte açılmış,
20.9.2011 günlü ıslah dilekçesi ile sadece manevi tazminat davası ıslah edilmiş,
3.12.2012 günlü dilekçe ile de sadece maddi tazminat davası ıslah edilmiştir.
20.9.2011 günlü dilekçede maddi tazminat davasının ıslah edilmemiş bulunmasına göre 3.12.2012 günlü dilekçenin maddi tazminat yönünden 2.ıslah dilekçesi olarak kabulü mümkün değildir.
Dava dilekçesinde istenen maddi tazminat ilk kez 3.12.2012 günlü dilekçe ile arttırılmış olup mahkeme ve sayın çoğunluğun kabulüne olduğu gibi maddi tazminat yönünden 2.ıslah niteliği bulunmamaktadır.
Bu halde davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazının da kabulü ile 3.12.2012 günlü dilekçe ile arttırılan maddi tazminat yönünden de karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekirken bu hususa ilişkin davacının temyiz itirazının reddine ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.