Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/7677 E. 2014/17628 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7677
KARAR NO : 2014/17628
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2008/442-2012/524

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Ayhan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı İsmail’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı İsmail vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu ve raiç bedel ödeyerek taşınmazı aldığından haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı borçlu, duruşmalara gelmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, yapılan satışda satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmadığı ve davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunlandan biride satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunması halinde yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğudur.Dava konusu olayda böyle bir durumun olmadığı anlaşılmıştır. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi
tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, dava konusu taşınmaz 10.10.2007 tarihinde borçlu tarafından üçüncü kişiye satılmış ise de, aynı taşınmazla ilgili olarak dava dışı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiple ilgili 2009 yılında yapılan keşifte, taşınmazda borçlunun babasının oturduğu, yine aynı dosyaya borçlunun kızkardeşinin verdiği 31.10.2011 tarihli dilekçede taşınmazda 33 yıldır oturdukları ve bir hafta içinde tahliye etmelerinin zor olduğunu belirtir bir dilekçe sundukları, 23.11.2011 tarihinde taşınmazın boşaltığının tesbitinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre taşınmazın 2007 yılında yapılan satışına rağmen boçlunun babası ve kızkardeşi aynı taşınmazda 2011 yılına kadar oturmaya devam etmiştir. Bu durum ise hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
Yapılacak işi, davalı İsmail ile borçlunun babası ve kızkardeşi arasında bir kira ilişkisi olup olmadığı bu süre içinde oturmayı devam etme gerekçelerinin araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.12.2014 günü oybirliği ile karar verildi.