Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/7390 E. 2014/7495 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7390
KARAR NO : 2014/7495
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2008/267-2012/410

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı E.. T.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,müvekkillerin murisi ve desteği S.. E.. davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek davacı eş için 40.000,00 TL manevi,300,00 TL destek, davacı iki çocuk için 200,00’er TL destek ve 25.000,00’er TL manevi tazminat ve 300,00 TL araç hasarı talep etmiş, 25.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 10.516,77 TL artırdıklarını belirtmişlerdir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre,davanın kısmen kabulü ile davacının eş için 5.834,96 TL destek, 10.000,00 TL manevi, çocuk Göktuğ için 2.020,04 TL maddi,500,00 TL manevi, çocuk Gökçenur için 2.391,09 TL maddi, 500,00 TL manevi, tazminata karar verilmiş, hüküm; davalılardan E.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılardan E.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. BK.nun 47.maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktadır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, davacılar desteğinin kırmızı ışık yandığı halde trafik kurallarını ihlal edecek şekilde hareket etmesinden dolayı meydana gelen kazada %90 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kusur oranları da gözönünde tutularak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, fazla manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan E.. T.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle adı geçen davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı E.. T..’ya geri verilmesine 12.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.