Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/7384 E. 2014/7541 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7384
KARAR NO : 2014/7541
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2012/310-2013/77

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
-K A R A R-
Davacı vekili; 22/05/2012 günü M.. Ş.. yönetimindeki aracın yoldan çıkarak devrildiğini ve araç içerisinde bulunan davacılardan M.. Ç.. ve S.. Ç..’ın kızı diğer davacıların kardeşleri olan R.. Ç.. öldüğünü kazanın tek taraflı olması, Rabia’nın yolcu konumunda bulunması nedeni ile davalı araç işleticisi ve kusursuz sorumluluğu bulunan M.. M.. S.. A.. ait aracın sürücüsü M.. Ş..’ın tam kusurlu olduğunu, davacıların acı ve üzüntü çektiğini ileri sürerek davacı baba M.. Ç.. ve anne S.. Ç.. için 20.000,00 er TL ve kardeşler T.. M..,Ç.. G.. Ç.. için 10.000,00 er TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 22.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşteren ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı M.. Ş.. vekili; müvekkilinin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı M..S.. A.. vekili; davalı M.. Ş..’ın kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin profesyonel olarak araç kiralama şirketi işlettiğini, araçlarının tamamını hem maddi hem de manevi zararlara karşı çok yüksek bedellerle kasko yaptırarak çalıştırdıklarını, açılan davanın kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kazaya karışan aracın, kaza öncesi M.. Ş.. tarafından davalı Mu.. M.. S.. A..’dan kiralandığı, kiralandıktan sonra kazanın meydana geldiği buna göre davalının işleten sıfatı olmadığı gerekçesiyle davalı M..M.. S.. A.. yönünden davanın reddine, davalı M.. Ş..’ın ise araç sürücüsü olup, kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu,manevi tazminatın kişilerin olay nedeni ile duydukları manevi zararın tazmini amaçlı olup; dosyaya getirtilen sosyal ekonomik durum araştırma yazı cevapları, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, mütevefa Rabia’nın araçta hatır yolcusu olarak bulunması, davacıların çektiği elem ve ızdırabın yoğunluğu ve tazminatın sebepsiz zenginleşmeye de yol açmaması ilkelerin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle de davacının davalı M.. Ş.. yönünden davasının kısmen kabulü ile; baba M.. Ç.. ve anne S.. Ç.. için ayrı ayrı 5.000,00’er TL , davacı kardeşler M.. Ç..ve G.. Ç.. için ayrı ayrı 2.000,00 ‘er TL, olmak üzere toplam 14.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/05/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı M.. Ş..’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, olayın oluş şekli,olayın meydana geldiği tarih tarafların ekonomik ve sosyal durumu, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Mahkemece davalı işleten M.. M.. S.. A.. yönünden aracın kiralanmış olması nedeniyle işleten sıfatı olmadığından davanın bu davalı yönünden reddine karar verilmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nun 3. maddesinde; “işleten araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” hükmü düzenlenmiş olup,buna göre somut olayda olduğu gibi günübirlik araç kiralama sözleşmelerinin işleten sıfatını ortadan kaldırmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davalı M.. M.. S.. A… yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.