Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/7346 E. 2014/7540 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7346
KARAR NO : 2014/7540
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2012/426-2012/452

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; 11.12.2010 tarihinde Malatya-Ankara kara yolunun Beylerderesi mevkinde yolda yağış ve yol çalışması bulunduğu halde 30 km/saat hızla gitmesi gerektiği halde hız sınırlanmasına uymayarak 90 km/saat hızla giden şehirler arası yolcu otobüsü ile müvekkilleri murisi H.. Y.. kullandığı aracın çarpışması sonucu H.. Y.. vefat ettiğini, davacılardan A.. Y..’ın ölen H..Y.. eşi olduğunu, diğer davacılar Nurcan, Seçil, Mesut, Ö..F.. ve İrem’in çocukları olduğunu, M.. Y.. ile G.. Y..’ın ölen Hanifi Yılmaz’ın anne ve babası olduğunu, H.. Y.., H.. Y.., F.. A.., N.. K.., E.. K.. ve E.. Y.. kardeşi olduklarını, davacılardan A.. Y..’ın henüz çok genç yaştaki eşini ve çocuklarının babasını öngörülmeyecek şekilde aniden kaybetmesi nedeniyle manevi acı çektiğini ileri sürerek davacılardan A.. Y.. için 60.000 TL manevi tazminatın, çocukları Nurcan, Seçil, Mesut, Ö.. F… ve İrem için ayrı ayrı 40.000 TL manevi tazminatın, müteveffanın anne ve babası için ayrı ayrı 30.000 TL manevi tazminatın, müteveffanın kardeşleri için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminatın toplamda 440.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili;müvekkili M.. Ü..’ın meydana gelen trafik kazasında kusrunun bulunmadığını,talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; murisin ölümü nedeni ile geriye davacılardan eşi A.. Y..’ın çocukları N.. Y.., S.. Y.., M.. Y.., Ö.. Y.. ve İ.. Y..’ın kaldıkları, davacıların her biri yönünden 4.000 TL manevi tazminatın, murisin anne-babası Mehmet ve Gülhan’ın her biri lehine 1.000 TL manevi tazminatın, murisin kardeşleri olan Hakan, Harun, Fatime, Nurdan, Elif ve Emine’nin her biri lehine 500 TL manevi tazminatın ölen murisin yaşı, davacılara olan yakınlık derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları birlikte değerlendirildiğinde uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüile davacılar A.. Y.., Nurca Yılmaz, S.. Y..,M.. Y.. Ö.. Y.. ve İ.. Y..’ın her biri lehine 4.000 TL, davacılar M.. Y.. ve G.. Y..’ın her biri lehine 1.000 TL,davacılar H.. Y.., H.. Y.., F.. A.., N.. K.., E.. K.. ve E.. Y..’ın her biri lehine 500 TL manevi tazminatın kaza tarihi o an 11.12.2010 tarihinden itibarın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.955,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.