YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7343
KARAR NO : 2014/7172
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : Didim (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2011/341-2012/940
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı H.. A..’un 15/08/2005 tarihinde kullanmakta olduğu kamyonet ile Ş.. K..’ın sürücüsü olup müvekkili E.. G..’ü yolcu olarak taşıdığı otomobilin çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazısı meydana geldiğini, müvekkili E.. G..’ün hastane masrafları için 20,00 TL, iş gücü kaybından kaynaklanan ücret için 20,00 TL, bakım masrafları için 20,00 TL, manevi tazminat için 25.000,00 TL, diğer müvekkili A.. G.. için 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere şimdilik 30.060,00 TL’nin olay tarihi olan 15/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; maddi tazminata yasal faiz taleplerinin maddi tazminat ve faizi yönünden Ankara 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/03/201 tarih 2008/271 Esas 2011/87 Karar sayılı ilamı ile karar verildiği gerekçesiyle bu yöndeki taleplerin reddine, davalı Ş.. K..’ın olayda kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davacıların bu davalıdan manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı A.. G..’ün eşinin yaralanması ve vücut bütünlüğünün zarar görmesi nedeni ile manevi tazminat talep etmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine, davacı E.. G..’ün olay nedeni ile yaralanması sonucu duyduğu üzüntüyü gidermek amacı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli ve meydana gelen zarar, kusur durumu dikkate alınarak 8.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesiyle 8.000,00 TL manevi tazminatın 15/08/2005 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı H.. A..’tan alınarak davacı E.. G..’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Ancak; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 6.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.