YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7155
KARAR NO : 2014/6951
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
MAHKEMESİ :Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :22/01/2013
NUMARASI :2009/446-2013/5
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı İ.Ethem Üstündağ vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleten ve sürücüsü olduğu çöp toplama aracının kusurlu şekilde davacı küçük (yaya) Ertuğrul’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı Ertuğrul için iş göremezlik zararı yönünden 21.874,86 TL. maddi tazminat ile 16.000,00 TL. manevi tazminatın, davacı baba ve anne için 2.000,00’er TL. manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı belediye başkanlığı hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davacı Ertuğrul’un iş göremezlik zararına yönelik ıslah edilen davanın kabulüne, tedavi giderine yönelik talebin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise; davacı Ertuğrul için 8.000,00 TL., davacı anne ve baba için 1.000,00’er TL. yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı İ.E.. Ü.. vekili ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3.kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasanın 3.maddesinde “işleten” araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde ise, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüme yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdiği zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araçların malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı (küçük) yaya Ertuğrul’a çarpan çöp toplama aracı, davalı belediye adına trafikte kayıtlıdır.
Davalı Belediye vekili çöp toplama işinin ihale ile (ihbar edilen) özel şirket tarafından yapıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin sorumluluğunun ve taraf sıfatının bulunmadığını savunmuş ise de davalı belediye ile ihbar edilen ….. Tem. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan ve kaza tarihini kapsayan 31.3.2008 tarih ve 01.4.2008/31.7.2008 vadeli sözleşme ile teknik şartnamesinin incelenmesinde; davalı Belediyenin görevleri arasında bulunan çöp toplama ve nakli hizmetinin dava ihbar edilen şirket tarafından yapılmasının amaçlandığı, davalı Belediyenin araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının devam ettiği, yüklenici firmanın belediyenin direktifi altında bu hizmeti yerine getirdiği ve her alanda (aracın trafik sigortası, fenni muayene işlemleri, prim, vergi, harç, personel seçimi ve denetimi vs.) belediyenin denetimi altında bulunduğu, buna göre; 3.kişilere verilen zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağına dair hükümlerin taraflar arasında iç ilişkide bağlayıcı olup 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceği açıktır.
O halde, mahkemece, davalı Belediye Başkanlığının işleten sıfatının devam ettiğinin kabulü ile hasardan sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı İ.Ethem Üstündağ ve davacılara geri verilmesine 5.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.