Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/7153 E. 2014/6970 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7153
KARAR NO : 2014/6970
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2009/137-2012/280

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar, davalı İ.. Z.. Er vekili ve davalı … Deri San ve Tic. AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi/babası/dedesi olan E.. K..’ın içinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan İ.. Z.. Er’in maliki ve sürücüsü, davalı .. sigorta A.Ş’nin trafik sigortacısı olduğu araç ile davalı ….Deri San. ve Tic. A.Ş’nin maliki, davalı S.. T..’un sürücüsü, davalı ….. Sigorta’nın trafik sigortacısı olduğu araçların 03/08/2005 tarihinde çarpışmaları sonucu murisin vefat ettiğini ve iki kişinin yaralandığını ileri sürerek, davacı eş Gönül için 5.000,00 TL, kızı F..Z.. için 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, eş Gönül için 35.000,00 TL, kızı F.. Z.. için 25.000,00 TL, oğlu Ulaş için 25.000,00 TL ve bebekliğinden beri aile içinde birlikte yaşayan müteveffanın torunu Yiğithan için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri dışında diğer davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 25.02.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini davacı eş Gönül için 39.220,00 TL’ye, davacı kızı Fatma için 10.617,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı İ.. Z.. Er vekili, müvekkilinin asli kusurunun bulunmadığını, kazanın tamamen davalı S..T..’un asli kusuru sonucu meydana geldiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta vekili, davadan önce 16.11.2005 tarihinde 22.568 TL destekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı S.. T.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı .. Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı .. Deri San ve Tic. A.Ş vekili, davanın ve ıslah talebinin zaman aşımı nedeniyle reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı sürücü İ.. Z..’in %25 oranında, davalı sürücü Su.. To..’un %75 oranında kusurlu olduğu, ıslah tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan zamanaşımı def’inin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı eş Gönül için 5.000 TL, davacı kızı F.. Z.. için 1.000 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kusur oranları nazara alınarak tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile davalılardan tahsiline, davacı eş Gönül için 25.000 TL, davacı çocuklar F.. Z.. ve Ulaş için 20.000’er TL manevi tazminatın sigorta şirketleri haricinde kalan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kusur oranları nazara alınarak tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalı İ.. Z.. Er vekili ve davalı … Deri San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacılar G.., F.. Z.. ve U.. yönünden manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki (2),(3),(4),(5)ve (6) nolu bentler, davalılar İ.. Z.. Er ve .. Deri San. ve Tic. A.Ş.’nin aşağıdaki (7) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava trafik kazasında desteğin vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır.
Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Dava konusu olay 03/08/2005 tarihinde meydana gelmiş, davacılar vekili tarafından 25/02/2012 tarihinde dava ıslah edilmiştir. Mahkemece, ıslah edilen kısım 5 yıllık zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Çorlu Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/188 E. sayılı dosyası ile araç sürücüleri S.. T.. ve İ.. Z.. Er bir kişinin ölümüne, birkaç kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan yargılanmışlardır. Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 66. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi dikkate alındığında ıslah tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109/2. maddesi gereğince uzamış zamanaşımı hükümleri uygulanacağından ıslah edilen miktar yönünden işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamıştır.
3) Davacılar vekili dava dilekçesinde, murisin yolcu olarak bulunduğu aracın maliki ve trafik sigortacısı ile karşı aracın maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısından maddi ve manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsili talep etmiştir. Buna göre zarara sebebiyet verenlerin BK.nun 50, 51.maddeleri gereğince zarardan müteselsil sorumluluk esaslarına göre sorumlu olacakları açıktır.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, BK.nun 141. 142. Maddesine göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. BK.nun 146.maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Bu durumda, mahkemece hükmolunan maddi ve manevi tazminatın tamamından davalıların sorumlu tutulmaları gerekirken, kusur oranları nazara alınarak tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
4) Mahkemece dinlenen tanık beyanlarından murisin torunu olan 1993 doğumlu davacı Y.. S..’in kaza tarihinde ve öncesinde muris ile aynı evde yaşadıkları anlaşıldığından bu davacı yönünden BK’nun 47. maddesi gereğince manevi tazminat koşullarının oluştuğu gözetilerek uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.
5)Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, dava dilekçesiyle veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, davalı araç malikleri ve sürücüler yönünden hükmolunan maddi (asıl ve ıslah edilen kısmına) ve manevi tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, anılan davalılar yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru bulunmamıştır.
6) Dava dilekçesinde talep edilen toplam 95.000 TL manevi tazminatın kısmen kabul edilmesine göre, reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine hükmolunan vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. maddesi gereğince takdiri gerekirken, fazla hesaplanarak 7.250,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
7) Mahkeme gerekçesinde, murisin aylık gelirinin asgari ücret olmasına ve F.. Z..’nın maddi tazminat alamayacağına göre hesaplanan bilirkişi raporuna yapılan itiraz üzerine alınan, murisin aylık gelirinin 2.000 TL olmasına göre G..ve F.. Z.. için toplam 49.838,44 TL maddi zararın hesaplandığı tazminat bilirkişi raporuna atıfta bulunmakla bu rapordaki hesaplamanın kabul edildiği anlaşılmıştır. Ancak murisin gelirinin tanık beyanlarına göre aylık 2.000 TL üzerinden hesaplanması doğru bulunmamıştır. Mahkemece davacı tarafa, murisin gelirinin belirlenmesi ve bu konuda varsa delillerini ibrazı için ispat imkanı verilmeli, delil sunulmaması halinde ise tapu memurluğundan emekli olup kadastro işlerinde yardımcı olarak çalışan murisin aylık gelirinin tespiti için kaza tarihi itibarıyla aynı nitelikte çalışan kişinin elde edeceği gelir ilgili meslek kuruluşlarından sorularak muhtemel geliri tespit edildikten sonra bu gelir üzerinden hesaplama yapılması ve davalı … Sigorta A.Ş’nin dava açılmadan önce davacılara yapmış olduğu ödemenin, ödeme tarihinden hesap tarihine kadar geçen süreye kadar hesaplanan güncellenmiş bedelinin mahsup edilerek tazminatın hesaplanması için ek rapor alınması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır .
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı İ.. Z.. Er vekili ve davalı …. Deri San. ve Tic. A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4),(5) ve (6) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına, (7) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı İ.. Z.. Er ve davalı …. Deri San. ve Tic. A.Ş. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar … Deri San. ve Tic. AŞ ile İ.. Z.. Er’e geri verilmesine 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.