Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/6905 E. 2014/9358 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6905
KARAR NO : 2014/9358
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2013
NUMARASI : 2012/590-2013/142

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.06.2014 Salı günü davacı A.. B.. vekili Av. B.V.O.geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, davacı idaresinde bulunan motosikleti ile davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını sakatlandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacının maluliyeti nedeniyle ıslahla birlikte 19.451 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dosyada ise 3.766 TL. tazminatın tahsili için ek dava açtıklarını belirtmiştir.
Davalı vekili, davacının kaza öncesinde de sakatlığının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk karar davalı sigorta şirketi tarafından temyiz edilmiş, aktüerya hesabının hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuş, Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; 23.217 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruyacağından her davada dava dilekçeleri davalıya tebliğ edilerek savunma ve delillerinin sorulması ve taleplerin ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir.Davacı vekili tarafından açılan ve birleştirilmesine karar verilen dosyada ve birleştirme kararı verildikten sonra dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiş, taraf teşkili sağlanmamış davalının birleştirilen dosyaya yönelik savunmaları alınmadan savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizce hükme esas alınan aktüerya raporunda davacının aktif dönem hesabının yanlış yapıldığı belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan raporda; rapor tarihi itibariyle yeniden hesaplama yapılmıştır.Ancak mahkemece verilen ilk karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından davalı yararına bozma yapılmış olmasına göre davalı yararına usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak Yargıtay bozma ilamından önce alınan aktüerya uzmanı bilirkişi rapor tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde bozma ilamından sonra alınan rapor tarihine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ;Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.06.2014 tarihinde üye E.S.Baydar’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Beden tamlığına karşı işlenen haksız fiillerde zararın gerçek miktar ve şumulü zamanla daha iyi anlaşılabileceğinden mümkün olduğu kadar geç bir tarihin esas alınması, bilirkişinin hüküm tarihine en yakın verileri (asgari ücret) nazara alarak raporunu düzenlemesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Asgari ücret kamu düzeni ile ilgili olduğundan bu hususta usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi hakim, bu durumu duruşmanın her aşamasında kendiliğinden gözetmelidir. Bu konuda bir talep olmasa dahi hakim bu hususu doğrudan doğruya gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.
Kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceğinden bozmadan sonra asgari ücretlerin artmış olması durumunda bu yeni artışlarında hesaplamada gözönünde tutulması gerekir. (HGK 17.12.1997 gün 10-1074 sayı, 21. HD. 25.05.2000 gün 4100-4206 sayı, 4 HD. 18.12.2003 gün 8596-14191 sayı, 10 HD. 10.09.1996 gün 7580-6635 sayı)
Somut olayda;
Yerel mahkemenin 31.10.2011 gün 275-568 sayılı kararı davalı sigortanın temyizi üzerine Dairece bozulmuş, yerel mahkemece, bozmaya uyularak karar tarihindeki en yakın verilere (asgari ücret) göre yeniden rapor alınmış, bilirkişice davacı zararının 23.217,15 TL olduğu bildirilmiş, mahkemenin 2013/51 esas sayılı dosyasında davacı vekilince son bilirkişi raporu ile ortaya çıkan 3.766,00 TL alacak yönünden ek dava açılmış, mahkemenin 13.2.2013 gün 2013/132 sayılı kararıyla davaların birleştirilmesine karar verilmiş, yargılama sonucunda mahkemece son bilirkişi raporuyla ortaya çıkan 23.217,15 TL’ye hükmedilmiştir.
Yerel mahkenenin bozmadan sonra hüküm tarihindeki asgari ücrete göre ek rapor alarak ek rapora göre hüküm tesis etmesinde Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına aykırı bir yön bulunmadığından davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine karar verilmesi gerekirken davalının temyiz itirazının kabulüyle kararın bu yönde bozulmasına ilişkin çoğunluğun 2 nolu bozma gerekçesine karşıyım.