Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2013/6782 E. 2013/7827 K. 27.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6782
KARAR NO : 2013/7827
KARAR TARİHİ : 27.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili müvekkiline ait aracın davalılardan …’ın maliki, …’nin sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu hasarlandığını, aracın tamirinden sonra araçta değer kaybı meydana geldiğini belirtip fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL değer kaybı tazminatının 27.03.2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, kusura itiraz ederek, meydana gelen zararın kullandığı aracın trafik sigortası tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … adına kayıtlı olsa da işleten olmadığı sevk ve idaresinde bulunmayan aracın karıştığı trafik kazasından sorumlu olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacının meydana gelen kazadan sonra aracının piyasa değerinin düşmesi nedeniyle davalılardan talep ettiği maddi tazminat yönünden hukuki menfaatinin bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda mahkeme tarafından kaza neticesi davacı aracında meydana gelen hasarın giderildiği, davacının aracın piyasa değerinin düşmesi nedeniyle talep ettiği maddi tazminat yönünden hukuki menfaatinin olmadığı, aynı zarardan dolayı iki kez tazminat ödenmesinin mümkün olmayacağı bildirilmiştir.
Davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir. Gerçekten bir şeyin tahrip edilmesi veya zarar görmesi halinde nesnel zararı tayin etmek için kural olarak objektif değeri esas almak gerekir. Bu ise mübadele (rayiç) değeridir. Davaya konu olan olayda davacıya ait araç 7.500,00 TL harcanmasını gerektirecek derecede hasara uğramıştır. Bu halde sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir. Zararı tazminle yükümlü olan kimse, tazmin borcunu doğuran eylemin meydana gelmesinden önceki durumu iadeye mecburdur. Bu ilke, zarar, ister haksız eylemden doğsun, isterse sözleşmeye aykırı hareketten meydana gelsin, aynen uygulanır. Bu durumda davacının trafik kazası sonucu aracında meydana gelen hasar nedeniyle gerçekleşen değer kaybının tazminini istemekte hukuki yararı bulunduğu gözetilmeden yazılı biçimde aksi kanaatle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.